biten sevgi geri gelir mi

4- City Hunter (Siti hyunteo) (2011) Aksiyon – Romantik – Gerilim, 1 sezon 20 bölüm. City Hunter, Min-Ho Lee, Min-Young Park ve Lucal C. Wesker’in oynadığı bir TV dizisidir. Lee Yun-seong, babasının birimindeki herkesi öldürdüğü için hükümetten intikam almak üzere, babasının en iyi arkadaşı tarafından eğitilir. Eski sevgiliyi geri kazanmanın yollarını Pudra.com yazdı. 1/9. İlişkiniz bitmiş olmasına rağmen karşınızdaki kişiyi hala seviyor ve aslında bu ilişkinin bitmesini hiç de istemiyor olabilirsiniz. Ayrılık sebebiniz geri dönülemez bir şey değilse ve size göre aranızdaki sorunları halletmeniz mümkünse, bu ilişkiye tekrar Yani eski sevgilim bir narsist, bana nasıl geri döner sorusu saçma bir soru. Eski sevgilin bir narsist ise seni Allah kurtarmış, arkanı dön ve bir daha sana dönerse de kaç. Hızlı koş. Açıkçası ben sana bir narsistin kurbanı olman için yardım etmeyeceğim o yüzden bu soruyu hala soruyorsan bana sorma. Aslına bakarsan narsist -Biten aşk-sevgi değil de dostluk ve paylaşım mı? - Nişanlılık döneminde ve evliliğin ilk yıllarında ekser evliliklerde ve duygusal evlilerde büyük bir aşk yaşanır. Evliliğin önemi ve mantığı iyi anlaşırsa bu aşk ve sevgi artarak devam eder ve hatta bebeklerle payandalanır ve ortak sevgi bağları güçlenir. Çağırsamgeri gelir mi? Biten herşey eskisi gibi Yaşanır mı Ben nerede yanlış yaptım Seviyorsundur sandım Bir damla sevgi için Sana yalvardım yakardım Yanlış yaptım Seviyorsundur sandım Bir damla sevgi için Créer Un Site Internet De Rencontre. Spor Toto Süper Lig'in 2022-23 sezonunun ilk haftasında Fenerbahçe, Ümraniyespor ile 3-3 berabere ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus, lige galibiyetle başlamak istediklerini kaydederek, "Ama bugün rakibimizin de hakkını vermek gerekiyor. İlk yarıya 2-1 girsek de ilk yarı boyunca zorluk çıkarttılar. İkinci yarıya daha iyi başladık. 3-1 yapabilecek pozisyonlar yakaladık ama rakibimiz beraberliği ve sonra öne geçiren golü yakaladı. Takımım maçı çevirebileceğine inandı. Oyuna sonradan girenler maçı çevirebileceklerini inandılar. İstediğimiz galibiyete ulaşamadık. Henüz ligin başındayız, çok fazla maç var. Eleme usulü turnuva değil. Bugün bazı oyuncular Avrupa maçımızdan dolayı çok fit değildi" dedi."TRANSFER PENCERESİNİN SON DÖNEMİNDE FIRSAT ÇIKARSA İYİ BİR İSMİ KADROMUZA KATACAĞIZ"Jorge Jesus, Başkan Ali Koç'un karşılaşma sonrasında "Bu bir yol kazasıydı" şeklindeki açıklaması ve forvet transferi ile ilgili yöneltilen soruya, "Başkanımız takımına inanıyor. Bu sonuç benim için futbolun parçası. Her zaman kazanamazsınız. Bu sezon ilk mağlubiyeti Dinamo Kiev karşısında aldık. Bu maçı kazanamadık ama beraberlikle ayrıldık. Dünyadaki her takım çok fazla gol atan forvet ister. Çok gol atan iyi forvetler pahalı ve Avrupa'nın en önemli liglerinde oynuyorlar. Dolayısıyla kolay değil bir anda getirip her şeyi çözmesini beklemek. Transfer penceresinin sonuna doğru fırsat çıkarsa iyi bir ismi kadromuza katmak istiyoruz. O dönem daha doğru bir zaman. Elimdeki oyunculardan memnunum" diye cevap verdi."KURALLAR STRATEJİYİ ETKİLİYOR"Türk oyuncu oynatma kurallarıyla konuşan Jesus, "Stratejik olarak bu kural bizi etkiliyor, herkes için geçerli. Sahada en az 3 Türk oyuncunuzun olması gerekiyor. Değişiklik yaparken de bunları düşünmeniz gerekiyor. Bu stratejiyi etkileyebiliyor. Tercihleri karmaşık hale getiriyor. Bu ülkenin kuralları bu, uymam gerekiyor. Ben daha önce Portekiz Ligi'nde çalıştığımda böyle bir kural yoktu. İstediğiniz kadar yabancıyla oynayabiliyordunuz" şeklinde konuştu."DERİN BİR KADROYA İHTİYACIMIZ VAR"Tecrübeli teknik adam, transfer politikasıyla ilgili olarak ise "Yaklaşık 8 haftadır takımla birlikte çalışıyoruz. O andan itibaren antrenmanlarda oyuncuları daha iyi tanıyoruz. Takımdan ayrılan oyuncular oldu. Min-jae sonrası stoper arayışına girdik. Şu anda ligin başındayız, önümüzdeki seneyi konuşmak doğru değil. Ben maç maç bakıyorum. Biz elimizden geldiğince hem Türkiye hem Avrupa da başarılı olmak istiyoruz. Fenerbahçe'de çift kulvarda yarıştığınız zaman derin kadro olması gerekiyor. Avrupa da Fenerbahçe'nin hep olması lazım. Avrupa sıralamasında yukarılara çıkmalı. Sadece 11 oyuncunuzun olmaması lazım, rotasyon yapabilmeniz lazım. Bu maçta kadroda bazı değişiklikler yaptık, perşembe de bazı değişiklikler yapmamız gerekecek" UÇAR TARİHİ BİR GÜNDÜÜmraniyespor Teknik Direktörü Recep Uçar, tarihi bir gün olduğuna değinerek, "Süper Lig'de ilk maçımızdı. O yönden bizim için değerli bir maçtı. Benim kendi ve oyucularım adına özel bir maçtı. Teknik direktör olarak ilk defa Süper Lig'de yer aldım. Geçen seneden 5 oyuncumuz, toplamda 7 tanede oyuncumuz ilk defa yer aldı. Özel bir gündü. Sevinsem mi üzülsem mi düşündüğüm bir maç. Biz buraya sadece kendi oyunumuzu oynamak için geldik. Bunu birçok insanın beklentisi belki Ümraniyespor Kadıköy'e gittiğinde savunma yapıp kontrayla gol arayacaktı. Bizim amacımız tamamen farklıydı. Bunu birinci dakikada sinyalini verdik, Geraldo'nun pozisyonunda. Maalesef 17. dakikada bizim Glumac'ın dışarıda olduğu bölümde kornerden oluşan penaltı sonrası gol bizi etkiledi. Sonrasında oyundan düşmedik. Oyun olarak ciddi pozisyonlar ürettik. Duran toplardan açıkçası Fenerbahçe'yi analiz etmiştik. Duran toptan bulduğumuz gol ve girdiğimiz pozisyonlar vardı. Uzatmalarda gol yedik. Duran topun devamını almamıza rağmen geçiş golü yedik. Kadıköy'de devre arası 2-1 girmek zordur. İkinci yarı kendi oyunumuzu oynamak için çıktık. Maçın genelinden memnunum ama ikinci yarının ilk 20 dakikasından memnun değilim. Biraz futbol şansı bizden yana oldu. Sonrasında duran toptan bulduğumuz gol ve yine gol aramaya devam ettik. 73'te öne geçtik, son dakikalara kadarda koruduk. Uzatmada yediğimiz golle buradan 1 puanla ayrılıyoruz. Ciddi anlamda karakter koyan oyuncularımı yürekten tebrik ediyorum. Çok zor bir fikstürümüz var. Antalyaspor, Adana Demirspor, Galatasaray ve Trabzon ile oynuyoruz. Oyunculardan beklentim kendi oyunu oynamaya çalışan, değer katan bir takım izlettirebilmek. Bunu kısmen izlenimini verdik. Aldığımız 1 puan sevindirici ama sevinsem mi üzülsem mi düşündüğüm bir maç. 1 puan alıp kapatıyoruz" dedi."OYUNUN YÖNÜNÜ DAHA ÇABUK DEĞİŞTİREBİLSEYDİK DAHA FARKLI YERE GİDEBİLİRDİ"Uçar, oyun anlayışları ile ilgili olarak, "Bizim oyunumuz teknik direktör olarak oyunun her anlarıyla alakalı müdahale edebilirsek anca o şekilde başarabiliriz. Valentin ve Geraldo farklı oyuncular. Ben biraz o bölümlerde oyunun elimizden kaymayı düşündüğümde dinamizm getirmeye çalıştım. Oradan da 3-2'lik galibiyeti yakaladık. Fenerbahçe 9 tane maç yaptı buraya gelene kadar. Burada takımların hepsi bekleyerek oynadı, biz bekleyerek oynamadık. Kazanmak için oynadık. 90+2'de gol yiyen takım demoralize olur içeriye çekilir ama biz dördüncü golü arayan takımdık. Fenerbahçe diğer maçlara oranla Lincoln'ü daha ofansif oynatarak başladı. Fenerbahçe'nin en belirgin özelliği topun rakipte olduğu bölümlerde e ön taraf baskı yapan takım. Bu takımlar arkada boşluklar verebilirler. Önemli olan bunları kullanabilmek. Oyunun yönünü daha çabuk değiştirebilseydik oyun daha farklı yere gidebilirdi. Büyük takımlar böyle oynamak zorunda. Bizlerin gibi takımlarda bu baskılardan çıkıp bu alanları ne kadar değerlendirebilirse o kadar var olabiliyorsunuz" şeklinde konuştu."OYUNUMUZU GELİŞTİREBİLİRSEK BURADA VAR OLACAĞIZ"Büyük bir camia olmadıklarına değinen Recep Uçar, "Geçen senede değildik. Ne camia ne taraftar ne ekonomik gücümüz var. Rakiplerle yarışabilecek seviyede değiliz. Yarışabileceğimiz tek yer saha. Oyunu geliştirebilirsek burada var olacağız. Bu oyunu geliştirerek her maçta her platformda tamamen kendi oyunumuzu oynayacağız" diye konuştu. Sizce her şey yolunda giderken birden terk edildiğiniz oldu mu hiç? Tabii ki oldu! Hepimizin oldu. Hepimiz zaman zaman kendi aşkımıza o kadar çok kapılırız ki karşı tarafın sorunları ve sıkıntılarını göremeyiz, bazen de görmezden geliriz. Ondan sonra da bizi terk eden sevgilinin peşinden koşmaya başlarız. İşte tam da o noktada sevdiğimizi kaybetme korkusuyla saçmalamaya başlarız. Kimimiz yalvarır, kimimiz ağlar, hatta kimimiz de intihar etmeyi bile planlarız. Ama gerçek şu ki ben bugüne kadar daha hiç “Çok yalvardı o yüzden dayanamadım tekrar çıkmaya başladım” diyen birini görmedim. Yani daha hiç kimse kendisini terk eden sevgiliyi ağlayarak ya da yalvararak geri tavlamayı başaramadı. O yüzden eğer terk edildiyseniz hemen gözyaşlarınızı ve sümüklü burnunuzu temizleyin ve eğer onu gerçekten geri istiyorsanız şu maddeleri uygulamaya başlayın… 1- Önce güzelleşin Her uzun ilişkinin sonunda biraz bakımsızlaşmak normaldir. Belki siz de ilişkinin rehavetine kapılıp birkaç kilo aldınız, saçınızı başınızı dağıttınız, belki de ayrılık acısıyla paspal bir hale döndünüz. Olabilir. Hemen bu konuda bir şeyler yapın. Kuaföre ya da berbere gidin. Saçınıza başınıza çeki düzen verin. Kendinize içinde kendinizi güzel veya seksi hissedeceğiniz yeni bir şeyler alın. Asla ama aslı çökmüş ya da bitmiş görünmeyin. Güçlü ve çekici olun. Çünkü sevgiliniz sizi ilk beğendiğinde de öyleydiniz. Ona sizde nelere aşık olduğunu hatırlatın! 2- Sonra sosyalleşin Sakın ama sakın kendinizi eve kapatmayın. Sizi dışarı çağıran arkadaşlarınıza “Canım istemiyor” demeyin. En güzel kıyafetlerinizi giyin, en çekici gülümsemenizle fotoğraflarınızı çektirin. Bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarınızda sevgilinize nispet olsun diye paylaşmayın! Çünkü bu çok yapmacık olur. Onun yerine arkadaşlarınızın paylaşıp sizi etiketlemesini sağlayın! Altına mutlaka ne kadar eğlendiğinizle ilgili yorum yapmalarını da söyleyin. Sevgiliniz sizin onsuz da mutlu olduğunuz, olabileceğinizi görsün. Bırakın biraz da o sizi kaybetme duygusunu tatsın. 3- Aramayın/mesaj atmayın Ne kadar çok isterseniz isteyin onu lütfen aramayın. Gerekiyorsa numarasını silin. Özellikle alkol aldıktan sonra telefonunuzdan uzak durun. Onu aramanız, ona yalvarmanız ya da sinirle yanlış şeyler söylemeniz sizi sadece aciz gösterecek ve onu sizden daha da soğutacaktır. Unutmayın o “Nasılsa beni arayacak, istersem geri dönerim” duyguları içinde. Arayarak onu haklı çıkarmayın. “Ya onu kaybettiysem” korkusunu yaşatın. Bir süre sonra o arayacak bakın görün! 4- Aradığında hemen koşarak gitmeyin Siz nasıl ona alıştıysanız o da size alıştı. İlk başlarda aramasa bile eninde sonunda ne yaptığınızı hala onu sevip sevmediğinizi merak edecek. Sizi araması veya mesaj atması hemen barışmak istediği anlamına gelmeyebilir. Sadece hala elinin altında mısınız diye kontrol de ediyor olabilir. Aradığında hemen açmayın. Bırakın cevapsız olsun. Birkaç saat sonra geri dönün. Ya da mesaj attığında hemen online olup cevap vermeyin. Eğer buluşmak istiyorsa hemen bu teklifin üzerine atlamayın. Sanki telefon başında onun aramasını bekliyormuşsunuz gibi davranmayın… Çaresiz görünmeyin. Güçlü olun. Çünkü kimse ezikleri sevmez. Herkes güçlüleri çekici bulur! 5- Kıskandırmaya çalışmayın Arkadaşlarınızın gazına gelmeyin. Sırf onu kıskandırmak için hoşlanmadığınız biriyle buluşmayın. Başkalarıyla fotoğraf çektirip sosyal medyaya yaymaya çalışmayın. Bu tür hareketler çoğu zaman ters teper. Siz, siz olun. Güzel, güçlü ve keyifli gözükün. Eğlenmenize bakın. Onu kıskandıracak tek şey bu olacaktır. Onun hoşlanmayacağı kişilerle görüşmeniz ya da o şekilde davranmanız sadece onu sizden biraz daha soğutacaktır! 6- Sosyal medyadan sapıklık yapmayın Koyduğu fotoğrafları beğenmeyin. Altına yorumlar yazmayın. Sosyal medyadan mesaj da atmayın. Ama onu silmeyin de. Bırakın onu sallamadığınızı düşünsün. Siz ne kadar onun hesaplarına bakıyorsanız o da gizliden gizliye size bakıyor olabilir. Hiçbir şekilde şeytana uymayın ve onu sosyal medyada taciz etmeyin! 7- Hep yapmak istediğiniz ama bir türlü zaman bulamadığınız o şeyi yapın Sürekli hakkında konuştuğunuz ama hiç başlayamadığınız işi, hobiyi ya da değişikliği hayata geçirin. Onu yaptığınızı görünce şaşıracak ve kıskanacaktır. Onsuz mutlu ya da başarılı olma ihtimaliniz hem onu çıldırtacak hem de ona çekici gelecektir. Tüm bu maddeleri yaparken siz de kendinizi iyi hatta harika hissedeceksiniz. Belki de ona aslında ihtiyacınız olmadığını veya onsuz daha mutlu olabileceğinizi göreceksiniz. Mutluluğunuz, kendinize güveniniz ve bakımlı hallerinizi sizi daha güzel/yakışıklı ve güçlü gösterecek. Sizin önce kendinizi sevmeniz etrafınıza muhteşem bir enerji yayacak. Ondan sonra sadece eski sevgiliniz değil başkaları da bu enerjiden faydalanmak isteyecek. Siz mutlu olduğunuz ve kendinizi sevdiğiniz sürece başkalarının da sizi seveceğini göreceksiniz… 7 Denenir tabi neden denenmesin? Aslında millet yanlış oldu başlık ha. Şöyle desem daha mı iyi olurdu aslında; “biten bir ilişki yeniden neden denenmesin ki?” he valla böyle de oldu J Yalnız böylelikle yazının daha başında kendi duygu ve düşüncelerimi belli ediyor olmaktan müthiş bir onur duymaktayım J Bazı insanlar var o kadar sert ki arkadaşlar, kendi düşünceni savunmaktan vazgeçiyorsun bir süre sonra. Haaa haklı olduğunuz bir durum varsa sonuna kadar savaşın o ayrı apayrı bir konu ama inan olsun bazılarının karşısında susmak en iyi cevap olabiliyor. Aman yarabbim o nasıl bir çingeneliktir, o nasıl bir kendi düşüncemi savunayım derken ses yükseltip sanki doğru tek onun bildiğiymiş gibi çığırmaktır. Töbelerim olsun. Bu konu da yine yarı yarıya savunulan konulardan biri arkadaşlar. Bazımız, biten bir daha denenmez derken bazımız da ben de dahil yoo gayet de bir şans daha verilir demekte. Peki doğru olan hangisi sizce? Şimdi ben ikinci şıkkı yani “biten bir ilişki tekrar denenir” konusunu savunduğumdan mütevellit tabii ki de ağırlıklı olarak bunun üzerinde duracağım ama sakın ola sizi hiçe sayıyorum sanmayın ilk şıkkı yani “denenmez”i savunanlar. Ben hepinize yeterim, hepiniz için yazarım. Nihayetinde her şey saygı duymakla başlar da keşke bunu bazı yobaz beyinlere de anlatabilsem ahh millet sıkıntım büyük J Aslında herkesin aynı fikirde olmaması sizce de güzel değil mi arkadaşlar? Anaaa öyle pek sıkıcı olurdu. Her konuda herkesle aynı düşünceyi savunuyorsun. Yahu bi tartışma ortamı olmaz, beyin fırtınası denen olay meydana gelmez, yani olmaz yaa sıkıcı olur. Ben de seviyorum böyle ikiye bölünmüş düşünceleri yazmayı, konuşmayı, savunmayı, bilmem neyi. Beyin fırtınasına cirit attırıyoruz şurada heyt beee J Bence, “biten bir ilişki yeniden denenir” arkadaşlar. Çünkü, herkes bir şansı daha hak eder buna inananlardanım ben. Hayır yani hatırlayın şarkısı bile; “hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” diye. Hata yapmak bizlere mahsus millet. Hiç kimse ama hiç kimse dört dörtlük değil. Hepimizin yok mu kusurları, hepimizin yok mu bazı sinir eden yanlış davranışları, hatta sorulduğunda bile “sevmediğin özelliğin nedir” diye verecek bir cevabımız mutlaka olmuyor mu? E oluyor. O halde? Yani bunu derken yanlış da anlaşılmasın tabi, her şeye göz yumalım, amaann boşver hatasız kul olmaz nasıl olsa deyin demiyorum. Kaldı ki böyle bir şey olamaz zaten. Ama ilk tartışmada ilk kavgada köprüleri yakmayın da. Şuna ben de karşıyım; karşı taraf bazı konular hakkında hassas olduğunu biliyor. Kızdığını, üzüldüğünü, darıldığını biliyor. Buna rağmen hala yapmaya devam ediyor ve sırf bundan dolayı bitmiş bir ilişkiyse buna bir şey diyemeyeceğim. Nihayetinde bir ilişkiyi ilişki yapan sadece sevgi değil millet aynı derece de saygı da ön planda tutulmalı. Aa nasıl olsa seviyorum gözüm kör, her şeyi kabullenirim diye bir durum olmamalı. Tartışılır sonrasında barışılır tamam ilişkiye devam edilir. Ancak ben şunu savunanlardanım, bir konu için tartıştınız illaki tartışılacak devamlı lay lay lom gitmez çünkü bir ilişki. Biraz küs kaldıktan sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi olayın üzerine tozlar serpiştirerek konuyu kapatmayın. En kızdığım en içime sinmeyen durumlardan biridir inan olsun. ben ortada bir sıkıntı varsa, bunu konuşarak halletme taraftayım. İllaki kızacaksın, darılacaksın, birkaç gün konuşmayacaksın belki ama nasıl olsa barıştık diye de o konuyu görmezden gelmeyeceksin. Yapmayacaksın arkadaşım. Çünkü o konu bir süre sonra yine karşına çıkacak. Çünkü kökten çözüm getirmedin olaya. Çünkü sadece anlık olarak üzerini örttün. Çözümlenmemiş her problem, gün gelir yine karşınıza çıkar arkadaşlar bunu asla unutmayın. İkinci bir şans verilir bence çünkü, şimdi sorun oldu ayrıldın dimi. Ama iki taraf da çok seviyor. Yani özlüyor, üzgün, mutsuz vs. Ama işte güya ortada bi sıkıntı var ya bekliyoruz ki karşı taraf arasın işte. Neyse, baktınız olmuyor ayrıldınız tamam buraya kadar her şey normal. Uzak kalınca insan daha iyi anlıyor aslında bazı şeyleri millet inan olsun daha iyi görebiliyor ya da. İlişki içindeyken belki aşktan, belki kaybetme korkusundan, belki mutluluğundan ama bazı şeyleri görmezden geliyorsun. Eğriyi doğruyu, iyiyi yanlışı. Takılıp gidiyorsun aşkının peşinden. Ancak ayrılık girince araya, bir bakıyorsun sorguluyorsun birçok şeyi. Tabi burada ilişkiyi bitiren nedenler çok çok önemli. Sanmayın ki gözünüzü karartıp kesinlikle bir daha deneyin diyorum. Kaldı ki hep söylediğim gibi ilişki uzmanı değilim haa tecrübe ettiğim şeyleri şey etmeye çalışıyorum naçizane J Ha ne diyordum evet şey, ilişkiyi bitiren nedenler büyük bir önem teşkil ediyor. Daha önce uyarmışsındır karşı tarafı, yapma demişsindir, bak bundan hoşlanmıyorum demişsindir, kızmışsındır buna rağmen inatla yapmaya devam edip seni yıpratıyorsa “yeter uleeyyn” başlarım aşkına meşkine deyip rest çekmeyi de bilmeliyiz yeri geldiğinde. Sadece aşk tek başına mutluluk getirmiyor çünkü. Karşı tarafın seni hunharca seviyor olmasını su istimal etmeyin arkadaşlar. Nasıl ki bir ilişki, aşk kolay bulunmuyor. Bunun değerini sonuna kadar bilmek gerekiyor. Seviyorsan ve mutluysan. İşte böyle biten bir ilişkiye belki ikinci bir şans verilmez, bilemeyeceğim. Nihayetinde sabır da bir yere kadar der isyan bayrağını çekersin ve sonuna kadar destekliyorum böyle davranan arkadaşları. Ancak şöyle de bir gerçek var ki, o uzak kalma hali, o birbirini özleme hali tabi sevginin hala bitmemiş olduğu ilişkiler için konuşuyorum böyle tekrar bir düşünmeye sevk ediyor insanları. “acaba” mı sorusu hücum ediyor düşünmekten yorgun düşmüş beyne. İşte onun yokluğunda anlıyor insan bazen hata yaptığını. Özlem ve pişmanlık dayanılmaz bir hal almaya başladığında, uykularından, yemeğinden, huzurundan feragat etmeye başladığında vücut durup düşünüyorsun işte “acaba” mı diye. Sırf çok özlüyorsun diye gidip bir şans daha verme evet ama yapılan ilk hatada yanlışta bitirilen bir ilişki ikinci bir şansı hak eder arkadaşlar. Bunu bilir bunu söylerim. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Kimse bir bebek saflığı ve temizliğinde yaşamıyor hayatını kimse kusura bakmasın. Ve çok büyük bir neden yoksa ortada, küçük bir yanlıştan ya da yanlış anlamadan dolayı biten bir ilişki ya da hadi her neyse, ikinci bir şansla gayet güzel devam edebilir. Hatta ayrılıktan önceki halinden daha da sağlam olur inanın bana. Dediğim gibi, bir sorunun üzerinin kapatılmasından ziyade konuşulup çözüm getirilmesi taraftayım. Ha yine olmuyorsa, yine kişi kendi bildiğini okuyorsa, senin düşüncelerini dikkate almıyorsa geçmiş olsun der herkes yoluna devam eder. Biten bir ilişki yeniden denenmez şıkkını savunan arkadaşlar, sizin açınızdan da bakmaya çalışıyorum ama hak verirsiniz ki sizin kadar hunharca savunamayacağım bu düşünceyi. Ancak şunu söyleyebilirim ki, hata yapan yine yapan, onun karakteri bu, alışkanlığı bu diye bitirmiş olabilirsiniz ilişkiyi ve geri dönüşün olmadığını düşünebilirsiniz. Yapan yine yapar aslında haklısınız. Bunun en güzel çözümü galiba karşı tarafın sizin sevdiğinizden daha çok seviyor olması gerekiyor. Seven insan, yapılan hatayı tekrarlamamaya gayret eder, karşı tarafı üzmemeye çalışır. Seven insan en basit anlatımıyla mutlu etmeye uğraşır çünkü. Bundan dolayı tekrarlamaz diyorum ya. İşte bu da aslında ayrılıklarda daha iyi gösteriyor kendini. Ne bileyim, belki de onsuz yapamayacağını anlıyor, belki yanlışının farkına varıyor. Ama kafadan zaten bitmiş olan bir ilişki, bırakın ikinci bir şansı karşına alıp konuşmaya da değmiyor. Valla dediğim gibi arkadaşlar, ortada çok büyük bir problem yoksa kaldı ki bu problem algısı da kişiden kişiye değişir tabi biten bir ilişkiye eğer ortada pişmanlıklar varsa ikinci kez şans verin ve yine deneyin. Amaaaa olduğundan daha büyük bir problem yaşanmışsa örneklendiremeyeceğim bir problem belki de gerek yoktur bitmiş olması daha hayırlıdır. Dediğim gibi yaşanılan soruna göre değişiyor tabi biten bir ilişkiyi tekrar deneme mevzusu. Sizlere naçizane tavsiyem şu olacaktır sadece, peşin hükümlerle ne kendinizi ne de karşı tarafı üzmeyin. Eğer ortada gerçek bir ilişki ve aşk varsa. Hele de artık günümüzde ciddi bir ilişki oluşturmak yeteri kadar zorlanmışken, ufacık minnacık sıkıntılardan dolayı yazık etmeyin birbirinize. Unutmayın ki, hatasız bir Allah’ın kulu yok ne yazık ki J

biten sevgi geri gelir mi