beni vuracakmış bak ite hele kime yazılmış
Bendebüyümüştüm artık, çocukluğum ergenlik ile geçen senelerim geri de kalmıştı. Artık vatana olan borcumu ödeyecektim, sıra bana da gelmişti. Hem bu hayatım dan üvey babam dan ve onlardan olma beni hiç sevmeyen kız kardeşim den ve bu yasadiklarimdan azda olsa Kurtulmuş olacaktım. Askerlik için muayene kâğıtlarını
İştar Osman'ın bunu bilmediğine biraz şaşırarak, "700 yıl önce Konya'da yaşamış Mevlana'nın yolundan gidenler. Onlar toplanır lar, kamıştan yapılmış ney denilen çalgı ve defler eşliğinde bir el yukanda döner, dönerler" diye anlattı. Osman, "O da Hititlerden mi geçmiş onlara" diye alayla söylen di.
Temizeller gazetesi is live now. 22 mins ·. Temizeller - Bornova Belediyesi 12 OCAK 2022. TEMİZELLER Programı Bornova Belediyesi'nde yaşanan skandalları kamuoyu ile paylaşmayı sürdürüyor. Belediyede taciz, kıyak atamalar ve Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ'un ballı faturaları konuşuluyor. 7 Likes 6 Comments 111 Shares.
Allahbeni sınıyor dedim içimden.Cami bahçesinde eziyet gören yavru,ayrıca günlerden Cuma mübarek gün ve annemle de konuştuklarımız aklımda.Evet evet, Allah beni sınıyor.Kızım ve arkadaşı bana kafası karışmış halde bakıyorlar, paramın o an üstümde olmadığını,bu durumda kredi kartına borç yapacağımı da
DÜNYAYAMAĞRUR KİŞİ Dünya’ya mağrur kişi Tövbeye gel tövbeye Uçmadan ömrün kuşu Tövbeye gel tövbeye Ey halk içinde ulu Olmuş nefsinin kulu İşit hey yaman havli Tövbeye gel tövbeye Sakalına baka bak Kara iken oldu ak Dünya sana kurdu fak Tövbeye gel tövbeye Ulu kıyamet kopa Düz ola dere tepe Niceler yoldan sapa Tövbeye gel tövbeye Kaça gide can kuşu Kuru kala
Créer Un Site Internet De Rencontre.
Haberler > Duyduktan Sonra "Bunca Yıl Boşa Yaşamışım!" Diye Hayıflandıracak, Her Erkeğin Bilmesi Gereken 101 Bilgi - 1600 Yılların bilgi boşluğunu bir nebze de olsa doldursun diye, birbirinden şaşırtıcı 101 bilgiyi sizin için derledik. Keyifli okumalar. 😍 1. Yapılan bir bilimsel çalışma, aldatan erkeklerin daha düşük IQ'ya sahip olduğunu gösteriyor. 2. Yapılan araştırmaya göre sıradan bir erkeğin hayatının bir yılı kadınlara bakmakla geçiyor. 3. Cinayet sebebiyle hayatını kaybeden kadınların %50'si, ya eski kocaları ya da eksi sevgilileri tarafından öldürülüyor. 4. Yapılan araştırmaya göre erkekler günde ortalama 6 kez, yani kadınların iki katı sıklıkla yalan söylüyor. 5. Isınmış bilgisayarı dizlerinin üstünde kullanmanın, erkeklerde kısırlığa sebep olduğu kanıtlanmıştır. 6. Ortalama bir erkek, hayatının 6 aylık bir kısmını tıraş olarak geçiriyor. 7. Kel erkekler, saçlı erkeklere göre 2-3 santimetre daha uzun ve fiziksel olarak daha güçlü oldukları izlenimini yaratıyorlar. 8. Yapılan bir araştırmada, çekici/güzel eşlere sahip olan erkeklerin evliliklerinde çok daha mutlu oldukları tespit edilmiştir. 9. İki erkeğin ekranlarda öpüştüğü ilk film, 1927 yapımı 'Wings'tir. 10. Kadınlar, gözlerini dakikada 19 kez kırparken, erkekler 11 kez kırpmaktadır. 11. Sigara içmek, erkeklerde iktidarsızlığa sebep olabilmektedir. 12. Topuklu ayakkabı, aslında 1600'lü yıllarda erkekler tarafından giyilmeye başlanmıştır. Onları kadınların giymeye başlaması ise sonraları, daha maskülen görünmek amacıyla gerçekleşmiştir. 13. Erkeklerin nüfusa olan oranı düşünüldüğünde, Çin'de 2020 yılında 30-40 milyon arası erkeğin eş bulamaması sorunu ortaya çıkacaktır. 14. Erkekler, partnerleriyle birlikteyken %7 daha yavaş yürümektedir. 15. Geçtiğimiz yıllarda 99 yaşındaki bir adam, 96 yaşındaki eşini, 1940'larda yasak bir ilişki yaşadığını öğrendiği için boşadı. 16. Bazı ekstrem durumlarda erkeklerin memeleri de süt salgılayabilmektedir. 17. ABD'de her yıl 450 erkek meme kanseri sonucu hayatını kaybetmektedir. 18. Yapılan bir çalışmaya göre, ilk kez "Seni seviyorum" diyenler genellikle erkekler olmaktadır. 19. Erkeklere yıldırım çarpması, kadınlara oranla 5 kat daha fazla gerçekleşmektedir. 20. Hollywood'daki filmlerin %74'ünün başrolünü, erkek oyuncular oluşturmaktadır. 21. Bir erkeğin prostat kanserine yakalanma riski, bir kadının meme kanserine yakalanma riskinden %35 daha fazladır. 22. Erkek vücudu, kadın vücudundan neredeyse iki kat daha fazla terlemektedir. 23. İntihar oranları, erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. 24. Erkeklerin testisleri, daha soğuk kalabilmek için vücuttan ayrı ve sarkar vaziyettedir. Çünkü sperm hücreleri vücut sıcaklığında ölmektedir. 25. Erkeklerin 3'te birinden fazlası hayatında en az bir kere orgazm taklidi yapıyor. 26. Erkeklerin büyük çoğunluğu sevgilisi aşırı kilo alsa bile onunla birlikte olmaya devam ediyor. 27. Erkeklerin %71'i sevgililerinin arkadaşlarıyla ilgili fanteziler kuruyor. 28. Erkeklerin %45'i, G noktasının yerini bildiğini iddia ediyor. 29. Erkeklerin %68'i partnerlerine oral seks yapmayı seviyor. 30. Erkeklerin sevgililerinin vücudunda beğendikleri ilk yer yüzleri. %46'sı yüzlerini beğendiğini söylüyor. %25'i memeleri, %19'u ise kalçaları tercih ediyor. 31. Erkeklerin %51'i partnerlerinin kendilerinden fazla para kazanmasını kafalarına takmıyor. 32. Erkeklerin %83'ü sevgililerinin yolladığı hınzır fotoğrafları kankalarına göstermiyor. 33. Erkeklerin %96'sının hayattaki amacı "Evlenmek." Bu madde bizi şaşırttı doğrusu! 34. İşe giderken eşine hoşçakal öpücüğü veren erkekler, vermeyen erkeklerden daha çok kazanıyor. 35. Şişman erkeklerin intihar etme ihtimali şişman olmayanlara kıyasla %42 daha düşük. 36. Zayıf erkeklerin ortalama sevişme süresi dakikayken, şişman erkeklerde bu süre dakikadır. Belki de düşük intihar oranının sebebi budur, kim bilir? 37. Eşinin hamileliği sırasında erkeklerin hormonlarında da değişiklikler gözlenir. 38. Erkeklerde de G noktası bulunur. Prostatı bildiniz mi? Onun üzerinde yer alır. 39. İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, bir erkeğin zihin sağlığı için haftada en az iki gece arkadaşlarıyla takılması gerekir. 40. Normal hâldeki boyutuna bakarak bir penisin,erekte hâldeki uzunluğunu tahmin etmek mümkün değildir. 41. Sünnet derisi, vücudunda yanık oluşan insanlar için tedavi amacıyla kullanılabilir. Bir sünnet derisi 4 hektarlık nakledilmiş deriyle eş değerdir. 42. Kuzey İrlanda'dan Ulster Üniversitesinin araştırmalarına göre, Kongo Cumhuriyetindeki erkekler, dünyanın en uzun penis ortalamasına sahiptir. 43. İnsanlar, penislerinde kemik olmayan tek primat türüdür. 44. Erkek bebekler ana rahminde ereksiyon olabilirler. 45. Ölüler de öyle... 46. "Koro" diye tabir edilen, korku halinde penisin içeri kaçması sonucu oluşan bir durum vardır. 47. İzlanda'da sadece penisler üzerine bir müze vardır. 48. "Diphallia" olarak adlandırılan, bir erkeğin çift fonksiyonel penise sahip olduğu ender bir durum vardır. 49. 19. yüzyılda Amerika'da mastürbasyonu durdurmak amacıyla sünnetin popülaritesi arttı. 50. Aslında bütün penisler klitoristen meydana gelir. Bütün erkeklerin ana rahminde kadınlardan farkı yoktur. Zamanla erkeklik hormonu salgılanmaya başladıkça kadınlarda bulunan 'klitoris', penise dönüşür. 51. Penisler kırılabilir. Sert geçen bir seks sonrası peniste kırık yada travma meydana gelebilir. Bu ciddi bir sakatlıktır ve acil olarak tedavi edilmesi gerekmektedir. 52. Mavi balinalar hayvanlar alemi içerisinde en büyük penise sahip canlılardır. Penis boyları ile 3 metre arasındadır. 53. Pekin'de penis servis etmesiyle ünlü bir restoran vardır. 54. Japonya'da her yıl penis ve doğurganlık üzerine bir festival yapılır. 55. Erkeklerin yüzü genç görünümünü, kadınların yüzüne oranla daha uzun süre koruyabiliyor. Bu da erkek cildindeki kolajen yoğunluğunun kaybolmasının yaşa bağlı olarak daha yavaş gerçekleştiğini gösteriyor. Dolayısıyla kırışıklıklara ve sarkmalara karşı daha dayanıklı oluyorlar. 56. Kellik, özellikle anneden gelen X kromozomları ile geçen genetik bir eğilimdir. 57. Erkeklerin %26'sı 'premenstrual sendromu' yaşıyorlar. Bu dönemler boyunca bir erkek daha hassas, sinirli ve aç hissedebiliyor. Bunun yanı sıra kramplar da bu süreçte erkeklere eşlik ediyorlar. Bu açıdan kadınlarla aynı semptomları deneyimliyorlar. 58. Testesteron hormonu erkek cildini daha kalın hale getirir. Kadın cildine oranla %25 daha kalındır. 59. Erkekler kadınlara oranla daha az rengin farkına varabiliyorlar. Renkler hakkındaki bilgi X kromozomunda bulunuyor ve kadınlarda iki adet X kromozomu olduğu için, erkeklere orana renk algıları çok daha gelişmiş oluyor. 60. Adem elması adı verilen boyundaki çıkıntı, insanların daha yüksek ses tonundan sorumludur. Erkeklerde ergenlik döneminde 'ses değişimi' olarak adlandırdığımız durum da aslında adem elması ile ilgilidir. 61. Erkek eskortların %60'ı üniversite mezunudur ve kültür seviyesi yüksektir. 62. Türkiye'de şu an yaklaşık civarında para karşılığı seks yapan eskort erkek vardır. 63. Türkiye'ye turist olarak gelen kadınlar da eskort erkeklere talep gösteriyor. En çok talep Hollandalı, Belçikalı ve Alman kadınlardan geliyor. 64. Ekonomik sıkıntı sebebiyle jigolo olan erkek sayısı oldukça fazla. 65. Rastgele yani seksle alakalı olmayan orgazm mümkündür. Bazı insanlar; egzersiz, meditasyon yaparken ya da çok stresli oldukları zaman orgazm olabilirler. 66. Hem erkekler hem de kadınlar uykuları sırasında orgazm olabilirler. 67. Meme ucu orgazmı diye bir orgazm türü vardır. 68. Orgazm sırasında suratın ve ayakların garip şekiller almasının bilimsel bir açıklaması vardır. 69. Erkeklerde orgazm, prostat kanseri riskini azaltmaktadır. 70. Erkekler, orgazm dolu bir seks sonrasında partnerleriyle daha ciddi ve samimi şeyler paylaşırlar. 71. Yağ ya da kayganlaştırıcı kullanmak orgazm olmanıza yardımcı olur. 72. Orgazm olunmasını engelleyen birçok neden vardır. Stres, anksiyete bozuklukları ya da baskılar orgazm olmanızı engelleyebilir. 73. Seks hayatınıza biraz heyecan katmak orgazm olmanıza yardımcı olur. Seks oyuncakları, kostümler, farklı pozisyonlar... Hepsi orgazm olma ihtimalinizi yükseltir. 74. Cinsel ilişki sırasında, cinsel organlar ve göğüslerin yanı sıra iç burun da şişer. 75. Ortalama bir erkek hayatı boyunca yaklaşık 17 litre döl boşaltır; bu da yaklaşık 500 milyar sperme karşılık gelir. 76. İnsanlar dışında, bonobolar ve yunuslar da zevk için seks yapan nadir hayvan türleridir. 77. Bir erkek boşalırken, ilk atış saatte 28 mil hızla ilerler. Bu Usain Bolt'a ait saatte mil hızındaki 100 metre sprint dünya rekorundan daha hızlıdır. 78. New York Eyalet Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre "meni" depresyonla mücadelede yardımcı olabilir. 79. Ortalama kadın orgazmı 20 saniye sürer. Bu ortalama erkek orgazmından 14 saniye daha fazladır. 80. -321 ° F, sperm bankalarının vericiden aldıkları meniyi depoladığı sıcaklıktır. Bu sıcaklıkta spermler süresiz olarak depolanabilir. 81. Yunan çiftler yılda ortalama 138 kez seks yapıyorlar ve bu alanda dünya seks liginin en üst sırasında yer alıyorlar. Japon çiftler ise yılda sadece 45 kez seks yaptıkları için son sırada bulunuyorlar. 82. Bir penisin erekte olması için ortalama iki yemek kaşığı kan gerekir. 83. Araştırmalar, cinsel ilişki sırasında kalp krizi sonucu ölen erkeklerin %85'inin, bu esnada eşlerini aldattıklarını gösteriyor. 84. Meni ile sperm aynı şey değildir. Meni, erkeğin boşalması sırasında gelen sıvıdır. İçerisinde sperm bulunur; fakat bu oran %5-10 kadardır. 85. Spermin erkek vücudunda olgunluğa erişmesi yaklaşık 65 ila 75 gün arasındadır. 86. Bir erkek, bir ejakülasyonda ortalama bir çay kaşığı kadar meni boşaltıyor. 87. Spermlerin çoğu boşalmanın ardından yumurtaya doğru yüzmekte zorlanıp meni içerisinde kendi etraflarında dönmeyi tercih ediyor. 88. Spermlerin kalitesinin düşmemesi için rahat kıyafetler giyilmesinde fayda var; sıkı kıyafetlerde testisler, ısı ayarını yapamıyor. 89. Spermlerin %90'ına yakın bir kısmı deforme olmuş halde bulunuyor. Deformeden kastımız iki başlı, büyük başlı, küçük başlı, iki kuyruklu... Liste uzayıp gider. Bu spermler yumurtayı dölleyemez. 90. Bir yemek kaşığı sperm yaklaşık 20 kaloridir. 91. Dışarı atılmayan spermler vücut tarafından geri emilir. 92. Fazla mastürbasyon ve seks, sperm sayısını etkilemiyor. Sadece boşalma hacminde düşüş olabiliyor. 93. Yaş ilerledikçe spermlerin verimlilikleri azalıyor. 94. Egzersiz yapmak sperm sayısını arttırıyor. 95. Obezite, sperm sayısını ve kalitesini etkiliyor. 96. 30'lu yaşların ortalarına gelen erkeklerin %40'ı saçlarını fark edilebilir biçimde kaybetmektedir. 97. Her yıl ortalama insan saç dökülmelerine karşı sunulan tedavi yöntemlerine başvurmaktadır. 98. Kelliğin 21 yaşından önce ortaya çıkması ender rastlanan bir durumdur. 99. Son yıllarda geliştirilen teknikler sayesinde bugün insanların %60'ı saç ektirmiş kişileri tespit edemiyor. 100. Tamamen kelleşen bir insan ortalama 100,000 adet saç teli kaybediyor. 101. Erkek tipi saç dökülmesinin temel sebebi, saç köklerinde bulunan keratinosit hücrelerin testosteron hormonuna aşırı duyarlı olmasıdır.
• 02 Aralık 2019 - 1903 • Son Güncelleme 02 Aralık 2019 - 1903Ünlü şarkıcı İrem Derici, sosyal medya hesabı Instagram üzerinden takipçilerinden gelen soruları yanıtladı. Derici, 'Bakire misin?' sorusuna bakın ne cevap verdi?• 02 Aralık 2019 - 1903 • Son Güncelleme 02 Aralık 2019 - 19031Daha önce bir kere evlilik yapan İrem Derici, sosyal medya hesabından takipçilerinden gelen "Bakire misin?" ve "Kadınlara ilgi duyuyor musun?" sorularına cevap sözlülüğüyle tanınan ünlü şarkıcı İrem Derici, sosyal medya hesabı Instagram üzerinden takipçilerinden gelen soruları daim dobra kimliğiyle tanınan Derici, "Bakire misin?" sorusuna Meryem Ana'nın fotoğrafını koyarak cevap KADAR KADINLARA İLGİ DUYMADIM"Özel hayatı ve yaşantısı hakkında her türlü konuya açık yüreklilikle cevap veren İrem Derici, bir takipçisinin "Hemcinslerine ilgi duyduğun oldu mu? Yani kızlara" sorusuna "Yani kızlara diyerek açıkladığın için çok teşekkür ederim. Ben de sağlama yapmış oldum. Bugüne kadar olmadı" konu hakkında gelen "Sanki sizde kızlara ilgi duyuyor algısı var biraz gibi ama" sorusuna da cevap veren Derici, "Ay aman kime ne duyduğum ne fark eder? Küpeştelere ilgi duyuyorum ben. Küpeşteseksüelim. Oldu mu aşkım" tepkisini MİSİN?"2014 yılında radyocu ve aranjör Rıza Esendemir ile evlenen ve 2 yıl sonra boşanan İrem Derici, "Bakire misin?" sorusuna Meryem Ana'nın fotoğrafını paylaşarak "Hatta kalın lütfen bağlıyorum" diyerek
Hepimiz için tanıdıktır, bu kişi birden bire hayatıma girdi, nasıl olduğunu anlayamadım, aslında ilk bakışta birbirimiz için hiç uygun değildik… Birçok farklılığımız vardı öncelikle hayat görüşümüz sonra hayattan beklentilerimiz… Ama işte tam olarak böyle ansızın hayatımıza giriverir o kişiler. Sonra ilişkilerin bitiş aşaması gelir ve aynı sevgi sözcükleri bu noktada yaşanan birçok güzel hatıraya rağmen şu cümlelere dönüşür; neden ben? Neden hep aynı şekilde ilişkilerim son buluyor? Neden hep aynı sorunlar ile karşılaşıyorum? Neyi yanlış yapıyorum? Bu kişiler neden hep beni buluyor? Bu yazımda istiyorum ki sizlerle her gün olduğu üzere muhteşem bir farkındalık macerasına çıkalım, yani konunun içinden geçerken bu sorgulamaları yapan “bizlere” yakından bakarken aslında hem sorumuz hem cevabımız olalım… O meşhur çekim yasası dilinden konuşalım bugün. Bırakalım bizlere anlatsın. Örneğin; siz ne bekliyorsanız ben onu tezahür ettiriyorum, sizi ne korkutuyorsa ben onu sizin karşınıza çıkartıyorum veya neyi kaybetmekten sakınıyorsanız onu kaybetmenizi sağlıyorum, ve evet ben “çekim yasasıyım” neyi çekmemi istiyorsanız koşarak size getiriyorum; işte bu yüzden gözle görmeniz değil kalple görmeniz gerekiyor…. Aslında hayatımıza giren ilişkilerimizde neden aynı sorunlarla karşılaştığımız sorusunun özü işte bu yüzden yine “kendimize dönmeyi” gerektirir. Çünkü aşk ile bağlandığımız tüm ilişkilerimiz aslında bizim birer muhteşem yansımamızdır, eğer kendimizi sevmiyorsak titreşimlerimiz yine sevgiyi bilmeyen bir kişi ile tezahür edecektir, kaybetmekten korkuyorsak bunu bize yaşatacak bir ilişki yaşayacağızdır çünkü bilinçaltımızın derinlerinden bu günümüze ve ilişkimize “kaybetme” için mesajları çoktan göndermektedir ve en çok gördüğümüz “aldatılma” durumu eğer kendimizi sevilmeye layık bulmuyorsak bunu bize kanıtlamak için işte hayat “bizleri sevmeye layık bulmayan” bu yüzden başka birini veye birilerini kolayca tercih edebilecek bir kişiyi karşımıza çıkartabilir. Gelin tüm bu olasılıkları bir de sevgili çekim yasasının nedenlerinden ve nasıllarından izleyelim. Muhteşem çekim yasası nasıl çalışır? Öncelikle “çekim” kelimesinin anlamını bir kez daha sizlerle keşfedelim, çekmek herhangi bir cismin başka bir cismi kendine doğru çekmesi eylemidir en basit anlatım ile. Yani çekmek eyleminde fiziksel olarak bir kaynağın diğer bir şeyi “kendine çekmesi” ile oluşan bir akış vardır. İşte çekim yasasının temelleri buna dayanır, öncelikle fark etmemiz gerekir ki, hepimiz birer mıknatıs gibiyiz. Hayatımızın merkezinde yer alırız ve düşüncelerimiz, bakış açımız, hislerimiz bunların hepsi birer “çekici” güç olarak çalışmaya devam eder. Bunu şöyle de düşünebiliriz, bir okyanusun tam ortasında çok güzel bir gemide seyahat etmektesiniz, hava pırıl pırıl, muhteşem bir huzur ile dolusunuz nereye gideceğinizi hangi limandan ayrıldığınızı biliyorsunuz ve ihtiyacınız olan her şey geminizde mevcut. Şimdi bu geminin kaptanı olarak örneğin daha fazla su isteyebilirsiniz, daha fazla rüzgar isteyebilirsiniz, bir ada ile karşılaşarak kısa bir mola vermek isteyebilirsiniz veya başka bir gemi ile karşılaşmak ve bazı şeyleri değiş-tokuş etmek isteyebilirsiniz… Şimdi tüm bu düşündüklerinizin size doğru hareket ettiğini düşünün, daha fazla su kaynağının bir başka gemi ile size ulaştığını, birdenbire bir kara parçasının önünüzde belirdiğini… Bir de tam tersinden bakalım, bu seyahatinizde sürekli bir korkunuz var, bir fırtınanın çıkıp geminizi batırmasından korkuyorsunuz, ya soyulursam diye korkuyorsunuz, ya kaybolursam rotamı şaşırırsam diye endişe ediyorsunuz veya ya gece olduğunda yanlış bir yön tercih edersem ve pusulamı doğru okuyamazsam… Sizce bu korkuların sonuçları nasıl tezahür eder, evet kaybolacaksınızdır, evet geminiz batacaktır veya soyulacaksınızdır. İşte tüm bu akışta sizler için muhteşem bir ders vardır, tüm gerçekleşenler sizden yana bir çekim ile size akmaktadır… Sevgili Diana Cooper güzel eseri Spiritüel Yasalar’da bakın bu akışı “ilişkiler” açısından nasıl değerlendiriyor; “…İnsanlar bir hayat arkadaşı bulmak konusunda çaresizliğe kapıldıklarında da benzer bir durum gerçekleşir. Diğerleri bu çaresizliği sezerek onlardan uzak dururlar. Bu enerjiyi değiştirip, sevgi dolu, kabullenici ve açık bir enerjiyle dünyaya yaklaşıldığında doğru insan hayatlarına girecektir. Bilinçaltımıza işlemiş inançlarımız, durumları ve insanları hayatımıza çeker. Değerli olmadığınıza inanıyorsanız, sizi kötü bir biçimde tehdit ederek bu inancı size yansıtacak insanları hayatınıza çekersiniz. …Bir erkek, “Ben kontrolü elimde tutmaktan hoşlanan bir insanım ve üzerinde hakimiyet kurabileceğim bir kadın arıyorum” mesajını evrene yollarsa, üzerinde hakimiyet kurulmasına müsaade eden kadınları hayatına çekecektir. Bu durumun neredeyse hiç farkında olmayacaktır. Aynı türden insanları hayatına çekmeye devam eden insanlar aynı mesajı evrene yollamaya devam eden kişilerdir.” Muhteşem çekim yasası, hayatıma artık “aynı” insanları “çekmemek” için ne yapabilirim? Bu sorumuzun cevabını anlamak, aslında tüm süreci idrak etmemiz ile gerçekleşir; basit olduğu kadar karmaşıktır. Çünkü aradığımız cevap yine içimizdedir. Hayatımızda tezahür eden ilişkileri değiştirmek için öncelikle kendimizi değiştirmemiz gerekir; önemli bir soru daha ortaya çıkar… Hangi açıdan değişim, neyi değiştireceğiz? Cevabımızın öznesi yine “biz” ve “kendimizden” geçer, yani kendimize olan bakış açımızı, “bizim” bizle olan değer ilişkimizi değiştirmeliyiz önce. Bugüne kadar ilişkilerimizde hep bize istediğimiz derece değer vermeyen kişiler ile karşılaştıysak öncelikle kendimizin kendimize verdiği değere bakacağız. Örneğin; en son ne zaman kendiniz için ve sadece kendiniz için muhteşem bir yemek söylediniz? Başka birinin bize eşlik etmesini beklemeden, en son tek başınıza kimseye ihtiyaç duymadan sadece kendinizi şımartmak için ne zaman sinemaya gittiniz, masaj yaptırdınız? Sadece kendi yeni yaşınızı bir hediye ile kendi kendinize hediye vererek kutladınız? Yani “dışarıdan bir şeye gerek duymadan” kendinize ne kadar değer verdiniz? Bugüne kadar ilişkilerimizde bizi aldatan kişilerle karşılaştık. Peki bu noktada biz ilişkiler hakkında nasıl bir inanca sahibiz, bir insanın güvenilir olduğunu düşünüyor muyuz gerçekten? Veya geçmişte ailemizde gördüğümüz bir inanç örneğin; bir erkeğin bir kadına sadık olamayacağı inancımız mı var? Bu inanç bizi her anımızda şüpheyle doldurup karşımızdaki kişinin “her an aldatabileceği” beklentisi ile mi dolduruyor? Diğer bir deyişle kendimizi sadakatle sevilmeye layık bulmuyor muyuz; ve bu yüzden ilişkilerimiz bunu bize tüm dehşeti ile yaşatacak bizi olduğumuz gibi sevemeyecek ve kabul edemeyecek kişiler olarak mı karşımıza çıkıyor? Tabi ki tam da beklediğimiz üzere aldatılıyor muyuz? İşte tüm bu soruların cevabı evet değişmemiz gerekiyor. Peki nasıl yapacağız? En önemli aşama bu sürecin farkında olmakla başlıyor. Bunu fark ettiğimizde yani ilişkilerimizde karşılaştığımız her kişinin bizim bir aynamız olduğunu, bize o korkularımızı o endişelerimizi o güvensizliklerimizi yansıtmak üzere “çekilerek” geldiklerini, bu sürece bir “dur” dememiz, yani kendimize çekeceğimiz ilişkileri belirleyebilmemiz mümkün hale geliyor. Artık biz “ben değersizim” inancını “ben çok değerliyim ve en iyi ilişkiyi hak ediyorum” inancı alıyor. kendimiz için çekmek istediğimiz, “beni aldatan bir kişi veya beni yine aldatacak bir kişi” yerine “bana sadakatle bağlı olacak ve hayatıma muhteşem güzellikler katacak bir kişi” olarak dönüşüyor… Sevgili David Deida güzel eseri Canım Sevgilim’de bakın bunu nasıl yorumluyor; “…Kalbinin en derin özlemini sunuyorsan, tam şu anda bir adamın en derin mevcudiyetini kendine çekersin. Kalbinin teslimiyeti tedirgin ve bedeninin akışkanlığı az ise, o zaman da mevcudiyeti dağınık ve köklü olmayan, kalbi senin derinliğini hissedemeyecek bir adamı kendine çekersin. …Yaşamını ya aşk kadar açık bir şekilde yaşayacaksın ya da daha azıyla yetineceksin. Ya bedenini aşkın sanatı olarak açılması için disipline edeceksin ya da kalbini alışkanlık kabukları içerisinde saklayacaksın. …Güvenmediğin bir adam ile birlikteysen, teslimiyetin olmadığı bir sevgiyi, mutlak güven içinde açılarak teslim olmaya tercih ettiğin içindir. Bu, güvenli hissettirir. Kontrolü bırakmaktan korkuyorsundur, bu nedenle de derinliğiyle senin teslimiyetini talep etmeyen bir adamı seçmişsindir. Eğer aşkın hükmüne güvenseydin, seni, senin yönlendirmenden dahi daha derin bir biçimde açabilecek derin bir adamı kabul ederdin.” Bugüne kadar aşk ilişkilerinizde farklı tecrübeler yaşamış olabilirsiniz, sürekli kendinize neden aynı tipte sorunları hayatınıza getiren kişiler ile karşılaştığınızı sormuş olabilirsiniz veya bu yazımı okuyorsanız şu anda ilişkide olduğunuz kişinin hayatınıza kattıklarını sorguluyor olabilirsiniz… İşte tüm bunların temeli, oluşumu ve “gerçek çekim kaynağı” bizleriz, bu yüzden bugün bir değişiklik yapalım; bugünde itibaren daha güzel daha mutlu daha derin ilişkileri çekmek üzere veya var olan ilişkilerimizi güzelleştirmek, mutluluk katmak veya derinleştirmek üzere mesajlar üretelim… Unutmayın siz birer “çekim kaynağısınız” ve size benzeyen şeyleri yani gönderdiğiniz titreşimlerin cevabı titreşimleri hayatınıza çekersiniz… Yolunuz açık olsun…
Download Free PDFDownload Free PDFOmer İlengizThis PaperA short summary of this paper21 Full PDFs related to this paper
beni vuracakmış bak ite hele kime yazılmış