boşanma sonrası çocuğun miras hakkı

BOŞANMA SONRASINDA NELER YAPMALI, NASIL DAVRANMALIYIZ? Sağlıkta ve hastalıkta, iyi günde ve kötü günde, sonsuza kadar diye imzalanan evlilik cüzdanları bazen hayal kırıklıkları ile sonuçlanabiliyor. Her birey nasıl ki parmak izi kadar birbirinden farklı ise, her bireyin boşanma hikayesi de bir diğerinden farklı. Belki 3 yıllık bir evlilik sonlandırılıyor, belki 15 Re: Boşanma sonrası çocuğumun babasıyla görüşmesini engellemek istiyorum. Psikolojisi bozuk bile olsa neticede babasıdır, babanında çocuğunu görmek hakkıdır. Meslek: "Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman daha iyidir." Çocuklar boşanan eşlerden hangisine bırakılmışsa, velâyet de sadece o eşe ait olur; diğer eşin çocuklar üzerindeki velâyet hakkı o andan itibaren sona erer. Ancak bu, velâyet hakkı sona ermiş olan tarafın hiç bir surette çocuklar ile şahsî münasebet kurmaya, yani onlarla görüşmeye, onları sevmeye, alıp gezdirmeye hakkı olmadığı manasına gelmez. Bilâkis Zira boşanma sonrası hak kaybı sıklıkla yaşanan durumlardır. Yani çocuğun velayeti, mal paylaşımının nasıl yapılacağı, tazminat ya da nafaka ödenip ödenmeyeceği gibi bir çok hususta hak kaybı yaşanması olasılığı oldukça yüksektir. Görüşmehakkı. Anne babanın ayrılması, çocuk kaç yaşında olursa olsun onu fazlasıyla etkiler. Çiftler ayrıldıktan sonra çocuk anne yada babası ile kalır. Diğeri ilede belli aralıklarla görüşür ama artık görüşmeler eskisi gibi olmayacaktır. Ayrılığın ilk dönemlerinde kısa ve sık görüşmeler en doğrusudur. Créer Un Site Internet De Rencontre. Çocuklar boşanan eşlerden hangisine bırakılmışsa, velâyet de sadece o eşe ait olur; diğer eşin çocuklar üzerindeki velâyet hakkı o andan itibaren sona erer. Ancak bu, velâyet hakkı sona ermiş olan tarafın hiç bir surette çocuklar ile şahsî münasebet kurmaya, yani onlarla görüşmeye, onları sevmeye, alıp gezdirmeye hakkı olmadığı manasına gelmez. Bilâkis çocuklar ile şahsî münasebet kurmak, onun hakkıdır. Nitekim kanunumuz da bunu açıklıkla belirtmektedir. Boşanma Sonrası Babanın Çocukla Şahsi İlişki Kurma Hakkı Boşanma veya ayrılık hususlarında hakim, ana ve babayı dinledikten sonra ana-baba ile çocuklar arasındaki şahsi görüşme hakını düzenler. Velayet kendisine verilmemiş olan tarafın durumun gereğine uygun surette çocuk ile şahsî münasebetlerde bulunmak hakkına sahiptir. O halde hakim, çocuk kendisine bırakılmamış olan babanın çocuk ile ne zaman ve ne şekilde temas kurabileceğini kararlaştırmak zorundadır. Hakim bunu boşanma kararında tespit edecektir. Velayet hakkını kaybetmiş olan baba ile çocuklar arasında şahsi münasebetlerin kurulmasının mutlaka şart olmadığı görüşünü ileri sürenler de vardır. Nitekim Federal Mahkemenin, eğer bu münasebet, çocuğun ruhi, ahlaki ve fiziki gelişmesi için sakıncalar doğuracaksa, hakimin bu noktayı belirterek görüşme hakkını reddedebileceğine dair kararlarından mülhem olarak Görüşme vesilesiyle durmadan cıngar çıkaracağı anlaşılan eş için de bu müeyyidenin uygulanması yerinde olur. Ancak bu müeyyide çok dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Zira görüşme hakkı yalnız çocuğun değil, ebeveynin de menfaati için kabul edilmiştir ve hatta bu hak ebeveynin şahsiyet hakları arasında yer alır» diyor . Hakim, çocuk ile babanın şahsi münasebetlerini tespit ederken, bir yandan çocuğun yaşını ve tahsil durumunu, öte yandan çocuk ile şahsi münasebet kuracak olan babanın oturduğu yeri, meslek veya görevinin mahiyetini göz önünde bulundurmalı ve görüşme, buluşma ve birlikte olma süre ve yerini, her iki tarafın durumuna ve şartlarına en uygun düşecek biçimde tespit etmelidir. Çocuk kendisine verilmemiş olan babanın hakimin tayin edeceği gün ve saatlarde çocuk ile temas etmesine, onunla görüşmesine, onu gezdirmesine, yedirip içirmesine, giydirmesine diğer eş engel olamaz. Bu konuda îcra ve İflâs Kanunu’nun çocuk ile şahsî münasebet kurulmasına dair mahkeme kararının uygulanmasını kolaylaştırıcı, diğer tarafı bu karara uymaya zorlayıcı hükümleri vardır Örneğin m. 25 a. Doktrinde genellikle kabul edildiğine göre, çocuk ile şahsi münasebet kurma hakkı, bir ana ve babanın şahsiyet haklarına dahildir. Federal Mahkemenin görüşü de bu istikamettedir. Avukat Saim İNCEKAŞ – Adana Avukatlık ve Hukuk Ofisi Boşanan Kadının Hakları BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI NELERDİR? Boşanan Kadının Hakları Ortak Konutun Özgülenmesini Talep Etme Boşanan Kadının Hakları Çocuğun Teslim Edilmesini Talep Etme Boşanan Kadının Hakları Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Boşanan Kadının Hakları Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Kadın İçin Tedbir Nafakası Çocuk İçin Tedbir Nafakası Boşanan Kadının Hakları İştirak Nafakası Yoksulluk Nafakası Kadının Velayet Kadının Maddi Tazminat Kadın Eşin Manevi Tazminat Hakkı Ziynet Eşyası Alacağı Mal Rejiminden Kaynaklı Alacak ve Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme 6284 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Ücretsiz Avukat Talep Edebilme Kadının Kendi Eşyalarını Talep Etme Kadınlar Haklarını Nasıl Koruyabilir?1 İlgili BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI NELERDİR? Boşanma davası, boşanmak isteyen eşin açtığı davadır. Boşanma davası, anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Boşanma davalarında boşanan kadının en çok merak ettiği sorulardan biri de “ boşanan kadının hakları nelerdir “ sorusudur. İstanbul Boşanma Avukatı olarak bu yazımızda boşanma davasında kadının haklarının neler olduğunu açıklayacağız. Boşanma davası eşler arasında anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere 2 şekilde karşımıza çıkmaktadır. Eğer tarafların ayrılmaya yönelik ortak bir iradesi söz konusuysa ve evli kaldıkları süre 1 yılı geçtiyse anlaşmalı olarak boşanabilirler. Eşlerin ortak iradelerini içeren bir protokol imzalanır ve hızlı bir şekilde boşanma gerçekleşir. Eşler boşanma ve sonuçları konusunda anlaşamadıkları takdirde çekişmeli boşanma davası açılacaktır. Boşanma davasının konusu ve tarafların ileriye sürdükleri deliller çerçevesinde 6 ay ile 3 yıl arasında sürmektedir. Boşanma davası aşamasında müvekkillerimizin hemen hemen hepsinde geleceğe yönelik kaygılar görmekteyiz. Sonuçta kimse boşanmak için evlenmemiştir ve evlenirken de boşanma ihtimalini düşünmemiştir. Ancak söz konusu müvekkiller kadın olunca durum daha da kırılgan ve girift bir hale gelmektedir. Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik durumu nazara alındığında kadın eş, boşanma öncesinde haklı olarak kaygılar ve belirsizlikler yaşamaktadır. Çünkü çoğu kadın henüz ekonomik özgürlüğüne sahip olmadığı gibi sadece kendisi için değil çocuğu için de bir gelecek endişesi durum özellikle eşi kocası dışında bir ekonomik kaynağı bulunmayan kadınlar için daha da zor bir dönem olmaktadır. Özellikle ekonomik geleceği açısından kaygılar yaşan kadın müvekkillerimiz, haklı olarak paniklemekte ve boşanma öncesinde sahip oldukları hakları sormaktadırlar. Şunu öncelikle ifade etmek isteriz ki; Aile Hukukuna ilişkin mevzuatımız incelendiğinde hemen hemen her konuda kadını ve çocuğu koruyucu hükümlerin mevcut olduğunu rahat bir şekilde ifade edebiliriz. Boşanan Kadının Hakları Şimdi gelin hep beraber boşanma sürecinde kadının sahip olduğu hakları ve neleri talep edebileceğini inceleyelim. Ayrı Yaşama Hakkı, Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı, Kadın İçin Tedbir Nafakası Hakkı, Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı, Kadın Eşin Manevi Tazminat Hakkı, Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı, Mal Rejiminden Kaynaklı Alacak ve Haklar, Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı, 6284 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı, İştirak Nafakası Hakkı, Yoksulluk Nafakası Hakkı, Kadının Velayet Hakkı, Kadının Maddi Tazminat Hakkı, Ücretsiz Avukat Talep Edebilme Hakkı, Ortak Konutun Özgülenmesini Talep Etme Hakkı, Çocuğun Teslim Edilmesini Talep Etme Hakkı, Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı, Kadının Kendi Eşyalarını Talep Etme Hakkı, Boşanan Kadının Hakları Ayrı Yaşama Hakkı Eşler evli oldukları süre içerisinde kural olarak birlikte yaşamak zorundadırlar. Bunun için ortak konut belirler ve rızaya dayalı ayrı yaşamalar iş gereği, çalışma koşulları gereği, tatil vs. gibi hariç birlikte yaşamak ve evlilik birliğinin yükümlülüğünü birlikte üstlenmek durumdadırlar. Eşlerden birisinin bu yükümlülüklerini yerine getirmemek adına müşterek haneden ayrılması ve yasada öngörülen süre 6 ay ve usuli koşullarının terk ihtarı yerine gelmesi halinde, diğer eşin Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açma hakkı vardır. İşte boşanma davası açılması halinde eşlere tanınan en önemli haklardan bir tanesi “Ayrı Yaşama Hakkı”dır. Boşanma davasının açılması halinde kadın artık ayrı yaşama hakkına sahip olacaktır. Boşanan Kadının Hakları Ortak Konutun Özgülenmesini Talep Etme Hakkı Ayrı yaşama hakkına sahip kadına bazen kin ve intikam duygularıyla bazen de boşanma sürecinde yıpratmak kastıyla ortak konutu terk etmeye zorlayıcı eylemler olabilmektedir. Örneğin iki çocuğuyla birlikte kadının evden çıkmasını, babaevine gönderme şeklinde bir çaba görülebilmektedir. İşte konusunda uzman bir boşanma avukatı yardımıyla boşanma davası ile birlikte ortak konutun kadın ve çocuklara özgülenmesini talep etme imkanı bulunmaktadır. Bu şekilde yaşanılan evde kadın ve çocuklar kalmaya devam edebilecek, erkek eş tarafından ortak konuttan uzaklaştırma önlenecektir. Boşanan Kadının Hakları Çocuğun Teslim Edilmesini Talep Etme Hakkı Eşler boşanma sürecinde bazen akıl almaz işler yapabilmektedirler. Boşanma avukatı olarak bir çok olaya şahit olmuşuzdur. Bazen çocuğun anne yanında kalması yaşamsal nitelikte bir zorunluluktur. örneğin henüz bir kaç aylık olan emzirme dönemindeki çocuklar gibi. İşte bu yaşamsal zorunluluğa rağmen müşterek çocuk baba tarafından alıkonulmakta ya da başka bir yere götürülmek suretiyle anne ile irtibatı kesilmektedir. Keza yine henüz anne bakımına ve şefkatine muhtaç durumunda bulunan çocukların annelerinden alıkonulması halinde çocuklar için telafisi imkansız zararlar ortaya çıkabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda kadın açmış olduğu boşanma davasında “Çocuğun Kendisine Teslim Edilmesini” talep etme hakkına sahiptir. Boşanma avukatınız olsun olmasın mutlaka böylesi bir durumda boşanma dilekçesinde bu husus vurgulanmalı ve her şeyden önce bu konuda bir karar verilmesi mahkemeden istenilmelidir. Boşanan Kadının Hakları Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı Boşanma davasının açılması halinde eşler ayrı yaşama hakkına sahip olacaklardır. Peki böylesi bir durumda çocuk dava süresince hangi eşin yanında kalacaktır? İşte bu sorunun çözümü “Tedbiren Velayet” kurumu ile çözülmeye çalışılır. Dava süresince çocuğun hangi eş yanında kalacağı ve himaye edileceği hususunda mahkemece verilen karara “Tedbiren Velayet” ya da “Çocuk İçin Geçici Himaye Tedbiri” denilmektedir. Boşanma davasında kadının en temel haklarından bir tanesi dava süresince “Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı” dır. Boşanan Kadının Hakları Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı Eğer çocuğun velayeti gerek dava süresince tedbiren gerek davası sonrasında hükmen babaya verilmiş ise, kadın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşe tanınan bir haktır. Bu şekilde çocuklarını görebilmek, çocuğuyla zaman geçirmek, etkileşimde bulunmak hakkı tanınmaktadır. Ancak bu eşler için olduğu kadar çocuk için de bir haktır. Çocukla kişisel ilişki tarih ve şekli hakim tarafından belirlenir. Kadın İçin Tedbir Nafakası Hakkı Boşanma davası açılması halinde kadının en önemli haklarından bir tanesi “Kadın İçin Tedbir Nafakası“dır. Boşanma davasının açılması halinde kadın, barınması ve geçinmesi için diğer eşten kendisine nafaka verilmesini mahkemeden talep edebilir. Burada dikkat edilecek husus kadının tedbir nafakasına ihtiyacı olmasıdır. Kadının ekonomik yönden hiçbir gelirinin olmaması gerekmez. Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı Eğer müşterek yani boşandığınız eşiniz ile ortak bir çocuğunuz var ise, çocuğun velayetinin davanın devamı boyunca sizde olmasını istiyorsanız; çocuk için tedbir nafakası talep edebilirsiniz. Velayet kendisine verilmeyen eş tarafından davanın devamı süresince çocuğun barınması ve geçinmesi için ödemek zorunda kaldığı nafaka türüne “Çocuk İçin Tedbir Nafakası” denilmektedir. Aslında sizin bu konuda bir talepte bulunmanıza gerek dahi yok. Yani mahkeme hakimi müşterek çocuğun velayetinin dava süresince tedbiren size vermiş ise, müşterek çocuk için tedbir nafakası belirlemek ve karşı tarafı buna ödemekle yükümlü tutması gerekmektedir. Çünkü bu kanunun emredici bir hükmüdür. Ancak yine de; çocuğun velayetini isteyen kadının, nafaka miktarını da belirtmek suretiyle, dava süresince çocuk için tedbir nafakası talep edebileceğini belirtelim. Boşanan Kadının Hakları İştirak Nafakası Hakkı İştirak nafakası, boşanma kararı kesinleştikten sonra ve çocuk ergin oluncaya kadar ödenmesi gereken bir nafaka türüdür. İştirak nafakasını velayet kendisine verilmeyen eş ödemek zorundadır. Yine kanunun emredici hükmü gereği, iştirak nafakasını hakim kendiliğinden incelemeli ve karara bağlamalıdır. Yine burada da, çocuk için istenilen iştirak nafakası miktarı belirtilmek suretiyle çocuğun velayetiyle birlikte iştirak nafakası talep edilmelidir. Yoksulluk Nafakası Hakkı Boşanma davasında kadının belki de en önemli haklarından bir tanesi de; yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakası boşanma ile yoksulluğa düşmesi muhtemel olan eşe, diğer eş tarafından ödenmesi gereken, hakim tarafından belirlenen parasal katkıdır. Yoksulluk nafakası alabilmek için kadının boşanma dilekçesinde mutlaka miktarı belirtmek suretiyle talebinin bulunması gerekmektedir. Kadının Velayet Hakkı Söz konusu kadınlar olunca boşanma süresince en çok endişelendikleri husus çocuğun velayetinin kime verileceği sorunudur. Dolayısıyla kadının boşanma sürecinde talep hakkı olduğu hususu konulardan bir tanesi de çocuğun velayetidir. Genel olarak çocuğun velayeti konusunda akla gelen ilk aday kadın eş olsa da, velayet hususunda bir çok kriter bulunmaktadır. Örneğin çocuğun yaşı, çocuğun eğitim durumu, sağlık durumu gibi özellikler yanında çocuğun kimin yanında kalmak istediği ve çocuğun üstün yararı ilkeleri velayetin kime verileceği konusunda temel ve belirleyici kriterlerdir. Özellikle ekonomik gücü olmayan kadın müvekkillerimizden sıklıkla “kocam çok zengindir” ya da “kocam çok güçlüdür” şeklindeki velayet konusundaki endişelerini görmekteyiz. Ancak hemen burada şunu belirtmek gerekir ki, ekonomik güç yada zenginlik velayet konusunda belirleyici bir kriter değildir. Boşanma Avukatınız sizi velayet konusunda bilgilendirecektir. Kadının Maddi Tazminat Hakkı Boşanma Davasında kadının, diğer eşin kusurlu eylemleri nedeniyle Maddi Tazminat Talep Edebilme hakkı bulunmaktadır. Maddi tazminat isteyebilmek için, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu ya da kusursuz olması gerekmektedir. Kadın Eşin Manevi Tazminat Hakkı Boşanmaya sebebiyet veren olaylar çoğu zaman diğer eşin kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. İşte boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusursuz ya da az kusurlu olan kadın, diğer eşten manevi tazminat isteyebilecektir. Bunun için boşanma dilekçesinde istediği tazminat miktarını belirtmek suretiyle manevi tazminat talep etmelidir. Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı Ziynet eşyası alacağı, esasen boşanma davasının fer’isi niteliğinde değildir. Ancak boşanma davası ile birlikte açılması mümkündür. Ancak bunun için boşanma davasına ilişkin harçlardan ayrı olmak üzere talep ettiği ziynet eşyasına ilişkin nisbi nitelikli harcı ödemek zorundadır. Düğünde takılan ziynet eşyalarını, bunların kendisinden alındığını ispatlayan kadın ziynet eşyasını aynen yada bedelini talep edebilir. Mal Rejiminden Kaynaklı Alacak ve Haklar Eşlerin evlilik süresi içerisinde edinmiş oldukları taşınır ya da taşınmaz mallar boşanma davası sonrasında mal rejiminin tasfiyesine konu olacak ve buna ilişkin hak ve alacaklar ayrı bir dava konusu olacaktır. Bir başka deyişle boşanma davası ile mal rejiminden kaynaklı hak ve alacaklara ilişkin davalar aynı davada görülemez. Boşanma davasının sonuçlanması ve boşanma kararının kesinleşmesi gerekir. Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı Boşanma aşamasında bazen kötü niyetli eylemler olabilmektedir. Örneğin eşlerden biri adına kayıtlı bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz boşanmanın mali sonuçlarından kurtulma amacıyla, olası bir icra takibini sonuçsuz bırakma kastıyla başkasına devredilebilmektedir. İşte kadının, kocası adına kayıtlı bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaza Aile Konutu Şerhi konulmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. 6284 Sayılı Yasadan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı Boşanma sürecinde kadınlara yönelik şiddet olaylarını medyadan veya bizatihi öğrenmekteyiz. Boşanma sürecinde kadına veya çocuklara yönelik bir şiddet eylemi olması halinde fiziksel şiddet, tehdit, hakaret, mala zarar verme, rahatsızlık verme vs. kadın 6284 Sayılı Kanun gereğince koruyucu tedbirlerin alınmasını talep edebilecektir. Mahkemece verilecek koruyucu tedbir kararları sayesinde erkek eşten gelecek her türlü fiziksel, psikolojik, sosyal, duygusal vs. şiddet türleri önlenebilecektir. Boşanma avukatınıza bu konudaki çekincelerinizi ve olasılıkları anlatmanız halinde size uygun koruma tedbirlerinin uygulanması için gerekli işlemleri gerçekleştirecektir. Ücretsiz Avukat Talep Edebilme Hakkı Ülkemizde çoğu kadının belki de boşanma davası açmamasının temelinde ekonomik zorluklar yer almaktadır. Gerek dava masraflarını gerekse boşanma avukatı ücreti karşılayamayacak durumda bulunan kadın, bulunduğu il Barosuna müracaat ederek kendisine Adli Yardım kapsamında ücretsiz bir avukat görevlendirilmesini ve bu görevlendirilen avukat aracılığıyla boşanma davasının açılmasını isteme hakkına sahiptir. Kadının Kendi Eşyalarını Talep Etme Hakkı Tarafların evlenirken konuta getirdiği çeyiz eşyalarını aynen iadesini talep etme hakkı bulunmaktadır. Yine kadının kendisine ait, yani maliki olduğu eşyaları da isteme hakkı bulunmaktadır. Uygulamada Eşya Alacağı davası şeklinde görülen bu dava ile kadının eşyalarına kavuşması mümkün olabilecektir. Kadınlar Haklarını Nasıl Koruyabilir? Haklarınızı koruyabilmek ve kullanabilmenin ilk koşulu, haklarınızın neler olduğunu bilmektir. Bu yazımızda bir nebze yardımcı olmaya çalıştık. Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki, haklarınız sadece bu sayılanlar ile de sınırlı değildir. Boşanma sürecinde kadının haklarını kullanabilmesi ve koruyabilmesi için mutlaka konusunda uzman bir boşanma avukatından hukuki yardım alması gerekmektedir. Bunu ısrarla ve altını çizerek yinelemekte fayda görüyoruz “Sağlıklı bir yargılama, Avukatsız olamaz!” Eğer ekonomik gücünüz yok ise Barodan ücretsiz avukat görevlendirilmesini isteyiniz, maddi olanaklarınız mevcut ise iyi bir boşanma avukatının hukuki yardımından yararlanın. Anlaşmalı boşanma , Boşanma aşaması uzaklaştırma hakkında makalelerimizden de bilgi edinebilirsiniz. Bu süreçte hatalı yahut ihmali işlemler yaparak hak kaybına uğramamak adına avukat yardımı alınmalıdır. Bu durum ve ihtiyacınız olacak tüm destekler için ASAL HUKUK DANIŞMANLIK ekibi olarak her zaman yanınızdayız. Boşanma Sonrası Velayet Hakkı Boşanma sonrası velayet hakkı neye göre belirlenir ve bu hak kime ait olur? Velayet hakkı alamayan taraf, bu konu hakkında ne yapabilir? Bu ve benzeri velayet sorularınız için hazırlanan makalemizden faydalanabileceğiniz gibi, internet sayfamızda yer alan diğer makalelerden de konu hakkında bilgi edinebilirsiniz. Boşanma davası içerisinde iken; Davaya ilk başlanıldığı sürede hâkim taraflardan birine geçici velayet hakkı tanır Geçici velayet alamayan taraf, iştirak nafakası öder Geçici velayet alamayan taraf, kişisel ilişki kurulması durumundan faydalanır Geçici velayet hakkı, çocuğun çıkarları doğrultusunda verilen bir karardır Dava içerisinde iken, kalıcı velayet hakkına hâkim tarafından tüm unsurlar değerlendirilerek karar verilir Boşanma sonrası velayet hakkı alamayan tarafın bu duruma itiraz etme hakkı da vardır Geçici Velayet Hakkı Geçici velayet hakkı, mahkeme tarafından tanınan bir haktır. Geçici velayet verilirken; Çocuğun yaşı Çocuğun psikolojik durumu Çocuğun eğitim durumu Anne ve babanın maddi olanakları Anne ve babanın yaşam tarzları vb. bütün unsurlar değerlendirilir. Velayet hakkının tanınması konusunu örnekle açıklamak gerekirse; 0-3 yaş arasındaki çocuklar bebeklik çağı içerisindedir. Bu süreçte en çok anneye ihtiyaç duyarlar. Bu sebeple de ortada anneyi tamamen kusurlu kılacak farklı bir unsur yoksa ya da annenin velayet almama talebi yoksa küçüğün velayet hakkı anneye tanınır. Boşanma sonrasında velayet hakkı tanınırken, hâkim bütün unsurları değerlendirir. Ayrıca dosyaya ek olarak konulmasını istediği evraklar için, tarafları bilgilendirir. Geçici Velayette Nafaka Geçici velayette nafaka nasıl olur? Bilindiği gibi anne ve baba ayrılsa bile, çocuğun giderleri konusunda her iki tarafında sorumlulukları devam eder. Nafaka alamayan taraf, çocuğun giderlerine ortak olmak için iştirak nafakası ödemekle yükümlüdür. Mahkemenin belirleyeceği miktarda ödenmesi gereken bu nafakayı, ödemeyen taraf için, Türk Medeni Hukukunun belirlemiş olduğu yaptırımlar da vardır. Nafaka ödemesini yapmayan taraf hakkında ilk olarak icra işlemleri başlatabilir. Buna rağmen ödeme yapmayan taraf hakkında, daha farklı cezai işlemler uygulanır. Boşanma sonrası velayet hakkı ve diğer velayet konularınız hakkında, detaylı görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanabilirsiniz. Beylikdüzü Boşanma Avukatı ile iletişime geçerek danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz. Boşanmanın Sonuçları hakkında bilgi almak için, bir sonraki yayınımıza göz atabilirsiniz. Boşanma süreci sıkıntılı bir süreçtir. Bu süreçte çocukların velayeti ortak olarak anne ve babadadır. Çocukların bu süreçten olumsuz olarak etkilenmemesi adına yapılması gereken çocuk bakımı, maddi ve manevi ihtiyaçların karşılanmasıdır. Hukuki olarak boşanma dava sürecinde, geçici olarak alınan hukuki koruma tedbirleri bulunmaktadır. Çocuğun menfaatlerinin korunması adına Türk Medeni Kanunu’nun 169. Maddesi ve 346. Maddesi gereğince, geçici önlemlerin talep ya da resmen Aile Hâkimi tarafından talimat verebileceği konusundaki görüş üzerinde durulmaktadır. Anne ve babanın boşanmaya karar vermesinden sonra 18 yaş altı küçüklerin ikamet edecekleri yer, velayetin kime verileceği, velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveynin görme hakları ve nafaka hükümleri belirlenmelidir. Bu konu öncelikle boşanma sürecinin anlaşmalı ya da çekişmeli olup olmadığıyla ilgilidir. Ebeveynlere tanınan haklar kapsamında çocuğun barınma, temel ihtiyaç, eğitim ve sağlık gibi haklarının eksiksiz yerine getirilmesi, çocuğun velayetinin ortak ya da tek kişiye verilmesi gibi haklar bulunmaktadır. Geçici Velayet Davası Velayet davası boşanma sonrasında, velayeti kendisinde bulunan ebeveynin velayet hakkını kötüye kullanması sonucu açılan davalar arasındadır. Aile Mahkemesi’ne başvuru yaparak elde var ise velayet hakkının kötüye kullanıldığına dair delillerle birlikte başvurulması gereklidir. Velayeti talep eden taraf, dilekçede açıkça velayeti isteme nedenlerini maddeler hâlinde sunmalıdır. Velayetin değiştirilmesi için önemli sebepler olmalıdır. Reşit olmayan çocukların evlilik birliği içerisindeki velayet hakkı, ortak olarak anne ve babadadır. Önemli sebeplere göre boşanma sürecinde velayet hakkını almak isteyen kişiler tarafından geçici velayet talep edilebilir. Boşanma davası açıldığında bu süreçte çocuğun kimin yanında kalacağı en önemli sorular arasında yer almaktadır. Taraflar boşanma sürecinde farklı yerlerde ikamet ediyor olabilir. Bu durumda önemli olan çocuğun yararına olan ebeveynin yanında kalmasını sağlamaktır. Çocuğun eğitim gördüğü okul, tedavisinin devam ettiği hastane, alışık olduğu ikamet alanı gibi durumlar çocukların olumsuz etkilenmemesi adına dikkate alınır. Çekişmeli boşanma süreci uzun bir süreyi kapsadığı için bu süre zarfında boşanmada kusurlu olan tarafın tespiti yapılarak, çocuğun velayetinin kime verileceği belirlenir. Uygulamaya göre tedbiren velayet ve geçici velayet olarak belirlenir. Müşterek çocuğun hangi ebeveynde kalacağına geçici olarak karar verilir. Kapsam gereği geçici ya da tedbiren velayet bir Velayet Hakkı değildir. Geçici velayetin içeriği çocukların bakımı ve korunmasına dair hâkim tarafından geçici olarak verilen bir karardır. Kişiler arasında genellikle boşanma sürecinde bazı uyuşmazlıklar olur ve çocuğun kimde kalacağına karar verilemez. Dava ya da cevap dilekçesinde, çocuğun geçici olarak kendisinde kalmasını talep etmek önemlidir. Yazılı olarak dilekçede yer almasa da sözlü olarak duruşmada bu talebini belirtebilir. Hâkimin bu konuda talep olmaması hâlinde resmen karar verme yetkisi vardır. Boşanma Dava Sürecinde Müşterek Çocuğun Kalacağı Ebeveyn Müşterek çocuğun yararı gözetilerek öncelikle bu süreçte sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak kalacağı ebeveyn hakkında gerekli tespitler yapılır. Pedagog tarafından 8 yaş ve sonrası olan çocukların irade beyanı kabul edildiğinden, görüşü alınır. Hâkimin takdir yetkisi gereği bu süreçte detaylı tespitler yapılır. Aksi iddia edilmedikçe hâkim tarafından karar verilebilir. Türk Medeni Kanunu’nda velayet konusunda belirtilen en mühim ilke çocuğun yüksek menfaatidir. Bu nedenle öncelikle çocuğun yaşı, eğilimi, boşanma sebepleri, kardeşlerin bir arada olması gibi göz önünde bulunduracağı konulara göre karar verilir. Geçici Velayette Çocukların Yaşı Çocukların 0–3 yaşına kadar anne bakımına, şefkatine ve manevi bağa muhtaç olması nedeniyle bu yaş grubunun velayeti genel şartlarda anneye verilir. 4–7 yaş grubunda ise tuvalet alışkanlığı, yeme, ifade etme gibi birçok temel kazanım oluşturulmuştur. Muhtaçlık kriterleri azalsa dahi bu yaş grubu için de velayetin annede kalması doğru bulunmaktadır. 8 yaş sonrası çocuk, temel ihtiyaçlarını karşılayabilme, kendisini ifade edebilme gibi yeteneklere sahip olması nedeni ile hâkim tarafından pedagog eşliğinde dinlenir. Pedagog tarafından yapılan tespite göre çocukların hangi ebeveyni ile daha mutlu olduğu ve eğilimi konusunda bilgiler alınır. Geçici velayetin verilmesi için çocuklara yönelik fiziki ya da duygusal şiddet, hakaret, istismar gibi olayların vuku bulması önemlidir. Aynı zamanda sorumsuzluk, madde kullanımı, toplumsal değerlerle örtüşmeyen bir yaşam tarzına sahip olması gibi durumlar da çocuğun üstün yararını zedeleyeceğinden geçici velayet diğer tarafa verilir. Geçici velayet kapsamında pedagog tarafından çocuğun kalacağı yer incelenir. Çocukların kalacağı asgari düzeyin sağlanamamış olması sonucu tarafa geçici velayet verilmez. Kardeşler yönünden bakıldığında; eşler genellikle çocukları aralarında bölüşmek isteyebilirler. Bu durum kardeşler için travma yaratacak bir duruma sebebiyet verebilir. Çocukların bir arada tek ebeveynde kalması doğru olandır. Maddi olanaklar çocukların geçici velayetini almak için tek başına yeterli değildir. Tarafların tüm koşullarının eşit olması durumda maddi olanaklara bakılabilir. Velayet bakımından ise ekonomik şartlar göz önünde bulundurulur. Geçici velayette, annenin ev hanımı olması ve çalışma durumunun olmaması hâlinde tedbiren nafaka bağlanabilir. Bu durumda çocuk anneden ayrılmaz. Çocukların Cinsiyetine Göre Anne ve Babaya Verilmesi Bilinen yanlışlar arasında olan durumlar arasında, toplumsal inanışa göre kız çocuğunun babaya, erkek çocukların anneye verilmesi düşüncesidir. Çocuğun üstün yararı düşünüldüğünde kız çocuğunun özel ve temel ihtiyaçlarını babanın karşılaması beklenemez. Bu nedenle cinsiyet bakımından çocukların anne ya da babaya verilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Burada önemli olan etkenler çocuğun yaşı ve üstün yararıdır. Müşterek Çocukların Velayetinin Babaya Verilmesi İçin Şartlar Küçüklerin yaşı göz önünde bulundurulduğunda velayetin anneye verilmesi muhtemeldir. Bazı istisnai durumlarda ise küçük ve muhtaç olan çocuğun babaya verilmesi mümkün olabilir. Yaşı küçük olan ve anneye muhtaç olan çocuğun, anne yanında kalması hâlinde psikolojik, sosyolojik ve sağlığı adına yüksek risk teşkil etmesi muhtemel ise velayet babaya verilir. Geçici Velayeti Alan Anne ve Babanın Hakları Geçici velayetin verildiği anne ve baba çocukların korunma ve bakımını üstlenmek zorundadır. Boşanma gerçekleştikten sonra asıl velayet hakkı verilene kadar geçici velayet hakkında sahip olan kişi tarafından çocuklar üzerinde hak tesisi kurulur. Geçici velayet verilmeyen taraf için geçici velayet kararında görüşme günü belirtilmiş ise görüş hakkı bunlarla sınırlıdır. Aksi hâlde çocuğu, geçici velayet hakkı alan kişiye teslim etmemesi suç teşkil eder. Bu durumda icra dairesine müracaat ederek çocuğun teslimini talep edebilir. Pedagog Raporu Hâkimi Bağlar mı? Geçici velayeti ya da velayeti almak isteyen taraf, pedagog raporuna aykırı karar veren hâkime itiraz edebilir. Bunun koşulları ise takdir yetkisini elinde bulunduran hâkim tarafından pedagog raporuna aykırı verilen kararın nedenlerini gerekçeli kararda belirtmek yükümlülüğünde olmasıdır. Velayet davası, boşanma gerçekleştikten sonra anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma sonrasında verilen karardır. Çocukların velayetinin kime verileceği hususu anlaşmalı boşanma bakımından eşler tarafından belirlenir. Çekişmeli boşanmada ise eşlerin kusuru, boşanma sebepleri göz önünde bulundurulur ve çocukların üstün yararı gözetilerek karar verilir. Aile Mahkemesi’nde açılan velayet davası 4721 TMK’nu 337, 340, 342 ve 346. Maddesi gereğince velayetin kapsamı; çocuk bakımı, eğitimi, öğretimi, sağlık ve korunmasını içermektedir. Bunun yanı sıra anne ve baba yönünden velayet altında bulunan küçüklerin kişilik, mal, ödev, yetki ve yükümlülüklerini içeren hakları da kapsar. Ayrılık ya da boşanma durumunda velayetin amacı, müşterek çocuğun geleceğe dair üstün yararıdır. Velayet hükümleri her zaman kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle resen araştırma ilkesine göre hareket eden hâkim takdir yetkisini kullanır. Velayet boşanma sonrasında, velayet hakkını kötüye kullanan kişiden alınması adına yeniden düzenlenebilir. 8 yaş idrak yaşı kabul edilmiştir ve çocuğun görüşü alınarak velayet değiştirilebilir, düzenlenebilir ya da kaldırılabilir. Ana Babanın Evli Olmaması Durumunda Çocukların Bakımından Hakları Anne ve babanın evli olmaması, çocukların 7 yaşına kadar olması halinde, aksi istisnai bir durum olmadığı müddetçe anneye aittir. 8 yaşından sonra ise çocuğun görüşüne binaen annede kalmaya devam edebilir. Bunun yanı sıra annenin kısıtlı olması, vefatı ya da velayeti kendisinden alınmış ise hâkim tarafından çocuğa vasi atanabilir. Bunun dışında çocuk için yararları olacaksa babaya velayeti verilebilir. Ana ve Babanın Üvey Çocuklar Bakımından Hakları Eşler tarafından küçüklerin üvey ya da öz olarak ayırt etmeksizin çocuklarıyla ilgilenmesi önemlidir. Velayet kapsamı bakımında üvey çocuğun üzerinde yapılan hak tesisinde sadece öz anne ve babanın hakları bulunmaktadır. Küçükle ilgilenen ve belirli yaşa kadar bağ kurmuş üvey anne ya da babaların mahkemeden görüşme hakkı talep etmesi gerekebilir. Bu durumda çok talep alınmasa da önemli koşullar olduğu müddetçe hâkim tarafından değerlendirilir. Üvey anne ve babalar bazı durumlarda çocukla ciddi bağ kurmuş ve çocuk tarafından öz kabul edilmiştir. Bu durumda çocuğun üstün yararına uygun davranmak gerekirse bu durum değerlendirilmeye tabi istisnai bir durumdur. Boşanan Ana ve Babanın Çocuk Bakımından Hakları Ana ve babanın boşanma sonrasında velayeti alan tarafın çocuğun bakımı, menfaati, eğitimi gibi konuları çocuk lehine düşünerek hareket etmesi zorunludur. Çocuk anne ve babanın sözünü dinlemeli, rızası dışında evi terk etmemesi, yasal prosedür dışında çocuğun alınmaması gerekir. Çocuğun; bedensel, fiziksel, ruhsal, zihinsel ya da ahlaki gelişimi ile ilgilenmek durumundadır. Çocukta tespit edilen sağlık sorunları için tedavi ettirmesi, engeline uygun eğitim almasını sağlaması gerekir. Velayet hakkı bulunan anne baba aynı zamanda çocuğun yasal temsilcisidir. Velayet altında olan çocuğun ayırt etme gücüne sahip olması hâlinde ana ve baba iznine tabi olmak kaydı ile hukuki işlem yapabilir. Yapılan işlemler nedeniyle ana ve baba borçla yükümlüdür. Çocuğun üstün yararı gözetilerek, velayeti alan tarafın çocuğu korumaması hâlinde hâkim tarafından çocuğa koruma talebi verilebilir. Boşanma Sonrası Ana ve Babanın Velayet Hakkının Alınması Çocuğun velayet sürecinde durumunun tehlikeye düşmesi, zihinsel ya da bedensel gelişiminin engellenmesi, terk edilmesi gibi durumlarda çocuğun velayeti aileden alınarak, çocuk kurumuna verilebilir. Aynı zamanda çocuğun davranışları ya da durumu nedeni ile ailenin bakması mümkün gözükmüyor, aile huzurunun bozulmasına neden oluyorsa; ana, baba ya da çocuk talebiyle kuruma alınması yönünde, hâkim tarafından karar verilebilir. Önlemler adına yapılan giderler ödeme gücüne göre devlet tarafından karşılanır. Ana ve Babanın Boşanma Sonrası Görüş Hakları Anne ve baba boşanma sürecinde hâkim tarafından belirlenen görüş günlerine uymak durumundadır. Anlaşmalı boşanmada belirtilen nafakaya ilişkin hükümler geçerlidir. Bunun dışında ise çekişmeli boşanmalarda hâkim tarafından belirlenen görüş günleri gibi haklar bulunmaktadır. Velayet hakkı kendisinde bulunan taraf bu kişisel ilişki kurulmasına yönelik verilen görüş günlerinde çocuğu hazır bulundurmak durumundadır. Çocuğu görüş günlerinde göremeyen taraf İcra Dairesi’ne başvurarak çocuğu görüş gününde icra memuru, pedagog ve polis eşliğinde alabilir. Aynı şekilde görüş günü bitiminde çocuğu vaktinde teslim etmek zorunludur. Görüş günlerinde çocuğun gösterilmemesi, ikamet değiştirilmesi ya da saklanması gibi durumlarda, velayet hakkı kendisinde olan taraf bu hakkı kötüye kullanmış demektir. Bu nedenle velayetin değiştirilmesi, dava açılarak çocuğun velayetinin diğer tarafa geçmesi sağlanabilir. Aynı zamanda çocuğu göstermeyen taraf için İcra Ceza Mahkemesi’ne yapılacak şikâyet başvurusunda haklılık tespiti yapıldığında hâkim tarafından velayeti bulunduran tarafa hapis cezası verilir. Nafaka ödemeyen taraf için de aynı şekilde İcra Ceza Mahkemesi’ne şikâyette bulunulur. Velayetin Değiştirilmesi Velayetin değiştirilmesinde bazı mücbir sebeplerin olması ve delillerle ispatlanması hâlinde velayetin değiştirilmesi söz konusudur. Velayetin olduğu tarafın ağır kusurlu olması velayetin değiştirilmesini gerektirebilir. Velayet görevini aksatması ve velayetin amacına uygun davranmaması velayet değiştirilmesi için haklı sebeplerdir. Velayet değişikliğine konu olan sebepler; velayeti bulunduran kişinin evlenmesi, vefat etmesi, başka bir yerde yaşaması sonucunda çocuğun velayetini resen ya da talep üzerine değiştirebilir. Velayeti kendisinden alınan tarafın çocukla kişisel ilişki kurma hakkı, çocuğun bakımına katılma hakkı vardır. Velayetin Kaldırılması Velayetin kaldırılması daha önce yapılan tedbir önlemlerinden sonuç alınmaması hâlinde başvurulabilecek son yöntemler arasındadır. Buna ek olarak hâkim tarafından alınan önlemler yetersiz bulunur ve sonuç alınamayacağı kanaatine varılırsa velayet kaldırılır. Velayetin kaldırılması için anne ve babanın ciddi oranda deneyimsiz olmaları gerekir. Hastalık, anne ve babanın çocuktan uzak bir yerde bulunması, velayet görevinin aksatılmış olması gibi durumlar sebepler arasındadır. Ebeveynlerin çocuğa bakamayacağı anlaşılırsa ve çocuğa karşı sorumluluklarını ağır olarak aksatırsa velayet tamamen kaldırılır ve çocuğa vasi atanır. Aksi bir durum olmadıkça velayetin kaldırılması kararı aileye ait tüm çocukları, ileride doğacak çocukları da bu kapsam içerisine alır. Hâkim tarafından sadece bir çocuk için velayetin kaldırılması kararı veriliyorsa o çocuk için geçerlidir. Aksi hâlde tüm çocukları bağlayacak olan bu karar sakıncalıdır. Anne ya da babanın evlenmesi, velayetin kaldırılması için tek başına bir neden değildir. Çocuğun menfaatine göre tespit yapılarak çocuğun velayet değişikliğine, velayetin kişide kalmasının devamına ya da vasi atanmasına hüküm olunur. Aldatma Sebebiyle Boşanmalarda Velayet Hakkı Aldatma yani ihanet boşanma sebebidir ve kişileri bağlar. Aldatma çocukların velayetini almak adına geçerli bir sebep değildir. Aldatan taraf çocukların korunma ve bakım gibi ihtiyaçlarını aksatmıyorsa velayeti alabilir. Velayette amaç, anne ya da babanın boşanma sebeplerinden çocuğun daha az etkilenmesi ve eşlerin kendi şahsi sorunlarından çocukların üstün yararını göz önünde bulundurarak korumaktır. Velayetin Annede Olması Sonucu Babanın Hakları Mahkeme tarafından velayeti annesine verilen çocuk için babaya tanınan bazı haklar vardır. Nafaka hükümlerinde ve velayet içeriğinde kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik bir husus yok ise bu durumda tesis edilen görüş günlerinde baba çocuğunu görme hakkına sahiptir. Resmi bayramlarda, tatillerde, dini bayramlarda ve özel günlerde belirtilen haklarını kullanabilir. Velayeti Bulunduran Kişinin Çocuğu Şehir Dışına ya da Yurt dışına Çıkarması Velayeti kendisinde olan taraf çocuğuyla şehir dışına dilediği gibi çıkabilir. Bunun dışında görüş günlerinde babayla görüştürmek durumundadır. Velayet sahibi kişi yurt dışına çıkmak için babadan izin almak durumunda değildir. Ortak velayet hâlinde iki tarafın da izni ile yurt dışına çıkabilir. Yazar Anıl Can Soysüren Bu yazıyı okuyanlar bunlarıda okudu Boşanma Sonrası Mal Paylaşımı Boşanma sonrası malların paylaşımı genellikle büyük bir sorundur. Taraflar bu konuda tam bir uzlaşı sağlayamadıklarından bu sorunun çözümü genellikle mahkemelere intikal etmektedir. Mahkemelere intikal eden böyle bir sorunda öncelikle tarafların tabi olduğu mal rejimi önem kazanmaktadır. Çünkü malların paylaşımı mal rejimlerine göre farklılık göstermektedir. Mal rejimleri eski ve yeni medeni kanuna göre de farklılık göstermektedir. 743 sayılı eski Medeni Kanun mal ayrılığı rejimini yasal mal rejimi olarak kabul etmekteydi. Eski kanuna göre, özellikle çalışmayan kadının evlilik birliği içinde sahip olunan mallardan neredeyse hiçbir hakkı bulunmamaktaydı. Kadının ev işlerini yapması, çocuk büyütmesi ve benzeri emekleri tamamen karşılıksız kalmaktaydı. Bu sebeplerle 01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Yeni kanun bunun yanında seçilebilir üç mal rejimi de düzenlemiştir. Bunlar • Mal ayrılığı rejimi,• Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi,• Mal ortaklığı rejimi, olmak üzere yasal mal rejimi yanında 3 seçimlik mal rejimi yeni kanun ile düzenlemiştir. Taraflar yukarıda belirtilen mal rejimlerinden birini özel olarak seçmemişler ise edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Yani taraflar arasında seçilmiş özel bir mal rejimi yoksa 01 Ocak 2002 tarihinden önce alınan malların paylaşımında mal ayrılığı rejimi, 01 Ocak 2002 tarihinden sonra alınan malların paylaşımında edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. Bu yazımızda edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olup da tarihinden sonra edinilmiş malların tasfiyesinden kısaca bahsedeceğiz. Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olup da boşanma gerçekleştiğinde öncelikle her eş kendisine ait kişisel mallarını geri alır. Bir eşin kişisel malı boşanmadan sonra da o eşin kişisel malı olarak kalır. Türk Medeni Kanun’da “kişisel mallara nelerin girdiği dört bent halinde sayılmıştır. Kanuna göre; • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,• Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,• Manevî tazminat alacakları,• Kişisel mallar yerine geçen değerler, olmak üzere kanunda sayılmıştır. Ayrıca taraflar aralarında bir sözleşme yaparak kişisel mallara nelerin gireceğini kararlaştırabilirler. Kanun bu sözleşme ile nelerin dâhil edilebileceğini de belirtmiştir. Kanuna göre; eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dâhil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dâhil olmayacağını da kararlaştırabilirler. Örneğin size miras kalan bir gayrimenkul sizin kişisel malınızdır, fakat bu gayrimenkulden aldığınız kira kişisel malınız değildir. Sözleşme ile bu gelir kişisel mal olarak belirlenebilir. Kişisel malları belirttikten sonra edinilmiş malların neler olduğuna bir göz atalım. Nedir bu edinilmiş mallar? Kanuna göre her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri edinilmiş maldır. Edinilmiş malların neler olduğu ve neler olmadığı kanunda belirtilmiştir. Kanuna göre • Çalışmasının karşılığı olan edinimler,• Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,• Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,• Kişisel mallarının gelirleri,• Edinilmiş malların yerine geçen değerler, edinilmiş mallar olarak kanunda sayılmıştır. Ayrıca kanuna göre; belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Kısaca ve net olarak bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Kişisel mal ve edinilmiş mallara örnek verecek olursak; • Traş takımı, kişisel olarak kullandığınız spor malzemeleri, cep telefonunuz, şahsi bilgisayarınız vb. kişisel kullanımınıza yarayan şeyler kişisel maldır.• Babanızdan miras kalan bir ev sizin kişisel malınızdır. Fakat bu evden kira geliri elde ediyorsanız sadece bu kira bedeli edinilmiş mal kategorisine girer.• Size miras kalan tarlayı satıp, bu para ile yeni bir daire alırsanız bu sizin kişisel malınızdır.• Evlilikten önce aldığınız bir ev sizin kişisel malınızdır. Bu evi satıp parasıyla aldığınız yeni ev de sizin kişisel malınızdır.• At yarışından kazandığınız ikramiye kişisel malınızdır.• Evlilik devamınca çalışmanız sonucu kazandığınız para ile aldığınız ev veya araba edinilmiş maldır.• Emekli ikramiyesiyle aldığınız ev edinilmiş maldır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Böylece malları, kişisel mallar ve edinilmiş mallar olarak ayırdıktan sonra sıra edinilmiş malların paylaştırılmasına gelmektedir. Edinilmiş mallar da kural olarak ayni tasfiye söz konusu değildir. Yani malların ikiye bölünmesinden ziyade parasal değerlerinin bölünmesi söz konusudur. Örnek verecek olursak, erkek adına kayıtlı bir gayrimenkulün tapu kaydını değiştirerek ½ hissesini kadın adına tescili yapılmayacaktır. Dolayısıyla edinilmiş malın tasfiye anındaki parasal değeri bölünecektir. Dolayısıyla edinilmiş malların değerinin hesaplanması ile parasal karşılığının bulunması gerekir. Kanuna göre; her eşin kişisel malları, edinilmiş mallardan ayrıldıktan sonra, edinilmiş malların borçları bu değerden düşülür, geriye kalan miktar artık değeridir. Evlilik süresince edinilen mallar eşlerin dayanışması sonucunda elde edildiği fikrinden hareketle, kural olarak bu artık değer, eşler arasında yarı yarıya paylaştırılır. Ayrıca eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında diğer eşin alacak hakkı vardır. Mahkemeler bütün hesaplamaları bilirkişilere yaptırmakta olup, alacak miktarını genellikle parasal olarak tespit edilerek borçlu eşin tespit edilen miktarı ödemesine hükmetmektedir. Sonuç olarak özetlememiz gerekirse, özel bir mal rejimi seçilmemişse eşler yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olup da boşanan çiftler, öncelikle kişisel mallarını aldıktan sonra, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren boşanma kararını veren mahkemeye 10 yıllık zaman aşımı süresi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013 yılı içerisinde oluşturduğu içtihada binaen içerisinde dava açarak, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların mümkünse ayni olarak yarısını parasal değerinin yarısını katılma alacağı olarak, ayrıca diğer eşin şahsı mallarına yapmış olduğu katkıyı ve değer artışını da değer artış payı olarak dava ile talep edebilir.

boşanma sonrası çocuğun miras hakkı